Yabanlık Entari

Muluhiya ağır yemekti. Kuyruk yağlı muluhiya.
Muluhiya ağır yemek ise fukaralık diz boyu demektir.
Az sayıda zengin vardı ve haklarını teslim edelim zenginliklerini fukaraların gözüne gözüne sokmazlardı.
Patates kebabı, fırın makarnası ve makarna  ki makarna tavuklu ya da palazlı olurdu, bunlar da ağır, misafirlere çıkarılan yemeklerdi.
Fırın makarnası ve patates kebabı çok az insanın evinde gaz ocağı olduğu için en yakındaki fırına götürülürdü. Her mahalleye sokağa yakın yürüme mesafesinde fırınlar vardı.
1960 yılında Lefkoşa’da her sokakta ancak 1 bilemedin 2 televizyon vardı ve mahalle sokak sakinleri özellikle Cuma geceleri televizyonlu eve misafir giderdi Türkçe filmi görmek için.
Türk mahalleleri ile Rum mahalleleri ayrıydı, Belediye pazarının kuzey tarafı genellikle Türk ve güney tarafı da Rum mahalleleri idi.
Sokaklar çocukların oyun alanları idi, top, bir ayak, saklambaç, elim sende, sekiye çıkma gibi sokak oyunları ha bir de mevsimi gelince markutti uçurtma.
Eğer maç iddialı ise Atatürk ilkokulu avlusu, Yeni Saha ( sonradan Yusuf Kaptan sahası ) hisar altlarında olurdu maçlar ve lingiri oynamak da geniş alan isterdi.
Ah keşke bu günlerde de çocuklar fiziken de hareket edebilecekleri o oyunları oynasalar / oynayabilseler.
Yaz günlerinde bütün kapılar gün boyu açıktı, açıktı çünkü çalmaya değer hiçbir şey yoktu evlerde bu arada çamaşır telinden asılı çamaşırları çalmak, bisiklet çalmak ve köylerde koyun kuzu çalmak sıkça rastlanan hırsızlık türleriydi.
Yeni Cami ilkokulu, Selimiye ilkokulu, Haydar Paşa ilkokulu vardı bir de Köşklü Çiftlik ilkokulu. Atatürk ilkokulu daha sonra ama yine de çocukluğumuzda yapılmıştı öyle ki ilkokul 1 ve 2 sınıfları Yeni Cami ilkokulunda okuduktan sonra üçüncü sınıfı Atatürk ilkokulunda okurken Makarios yeter artık deyip kana buladı çocukluğumuzu.
Berber İlkay vardı mahallemizde, komşumuzdu o zamanlar kuaför nedir bilmezdik İlkay Abla kadın berberiydi çok iyi berberdi.
Kadınlar hafta sonlarında çocuklarını yanlarına alıp şimdi artık terk edilmiş bir konumda olan Çocuk Bahçesine havalanmaya, nefes alıp haftanın yorgunluğunu atmaya giderlerdi yabanlık entarilerini giyip. Yabanlık elbise dediğim gündelik giyilen elbise değil gezmeye misafirliğe giderken giyilen elbise demek.
Zaten annelerimizin iki üç bilemedin dört beş entarisi olurdu biri ikisi yabanlık iki üçü gündelik.
İlk bayramda bayramlık ayakkabılar alınırdı çocuklara ki çocuklar arife gecesini kunduraları / potinleri ile uyuyarak geçirirlerdi.
Çok güzeldi çok.
Şimdilerde o güzellikler yok hayatlarımızda