Yarına Dair

Nasıl biriktirilir peki bilgi.
Sayıları bilmeden, çarpım tablosunu dayarsanız alnına talebenin, ortaya çıkan sonuç kerrat cetvelinden ibaret olur ki, bir kerre bir bir, iki kere bir iki diye başlar, başlar da oniki kere on ikiye kadardır kıymeti harbiyesi.
Sonuç mu, parlamentoya bakalım göbek atalım. ( futbol takımı militanları bu sloganı iyi bilir. Kendi tuttuğu takım skorda öne geçince bar bar bağırır, tıpkı UBP tumba diye, barra diye car car bağırmaktan helak olup da iş yapmaya takatı kalmayan parti holiganları gibi )
Yıllık su ihtiyacını, içme, kullanım, tarım suyu ihtiyacını bilmeyen ve dahası böyle bir bilgiye siyasetini saptamak ve yürütmek için mutlaka ihtiyacı olduğunu düşünmekten bile aciz olan siyasi partiler ile doldurulmuş bir parlamentomuz olduğu konusunda her halde fikir birliği içindeyiz.
Sorumluluğunda olan ilkokullarda kaç öğrenci olduğunu bilmeyen, bunu bilmediği için de yüzü kızarmayan bakanların varlığına, gelmiş geçmiş bütün hükümetlerimiz nedeniyle alışkınız. 
Alışkın oluşumuz, bizi söz konusu bakanların alışkanlıklarından daha da beter bir sorumsuzluk, neme lazımcılık alışkanlığına ne yazık ki sürüklemiştir ve daha da yazık ki bu neme lazımcılığımızın bize ve yarınlara ne kadar pahalıya patlıyor olduğu da hiç ama hiç umurumuzda değildir.
Hazreti okyanus veya deniz hazretleri bize demiştir ki ‘ yüzme bilmeyen insanın denizde hür olması olası değildir’ 
Yüzme öğrenme, bilme, zahmetine katlanmadan denize girmek istiyorsanız, iki seçenek kalır önünüzde. Bunların birincisi, plajı deniz kabul edip dizlerinize kadar, bilemedin belinize kadar tuzlu suya girip çırpınmak ve yorulunca da kumsala çıkıp jack daniels eşliğinde karpuz ve et yemektir.
İkincisi de, denize düştüm zehabı ile yılana sarılmaktır.
2017 yılında yaşıyorsak, tanınmış ya da tanınmamış olmamızdan bağımsız olarak 2017 yılının bilgi birikimi içerisinde karşılamak zorunluluğundayız hayatı.
Bu da, neyin bilgi olduğu üzerinde kafa yormakla olasıdır. Başımızı iki elimizin arasına alıp da kara kara düşünmekten söz ediyor değilim. 
Sözünü ettiğim sey, halkımızın ve memleketimizin ister federal bir yarını, isterse bağımsız bir devlet olarak yarını için, ülkemiz, hayatımız konusunda bir an önce önümüzdeki 1 yılı, 5 yılı, 10 yılı ve yılları kapsıyacak bir planlama için gerekli doneleri toplamaya başlamak olmalıdır.
Sözünü ettiğim şey, hükümetin ya da hükümetlerin kendi hükümet programsıları ya da partimsi programları değil, bütün siyasi partilerin de içinde bulunacağı ve fakat onlarla yetinmiyecek ve ilk ya da son sözü kararı onlara bırakmıyacak bir planlama genel kongresinin toplumun tüm kesimlerini ve tüm ihtiyaçlarını  saptamak üzre toplanmasıdır.
Üniversiteler, mühendis mimarlar, doktorlar- hemşireler, avukatlar, ziraatçılar, öğretmenler, üniversite ve lise öğrencileri. köy muhtarları, hayvancılar, teknik elemanlar, iş adamları ve kadınları, ev kadınları, sendikalar, sendikasız işçi temsilcileri, spor klüpleri ve sporcu temsilcileri, bu liste gerektiği kadar uzatılabilir.
Böylesi bir kongrede en sağdan en sola kadar, en aykırı düşünceler de elbette ki bilgi ile pençe penç tartışılmalı ve hayatımızın 1-5-10 yılları bilginin hayalin süzgeci ile ön görülmelidir.  Ummak istiyorum ki, yarına dair sözü olanlar, toplumsal bir yarının bilgi, akıl ve hayal ile donanmış bir planlama ile olası olduğunu kavrarız.