YEREL SEÇİMLER VE GÖRÜŞMELER

29 Haziranda , ülkede yerel seçimler yapılacak .
Bu gün itibarı ile , beklenen heyecan ve hareketlilik yok .
Her geçen dönem, bu azalmakta .
Vatandaş , halen bölgesinde kimlerin aday olduğunu dahi bilmiyor .
Zannedersem , bilmek de istemiyor .
Nedeni mi ?
“ Giden ağam, gelen paşam .”
”Ali gitmiş, Veli gelmiş . Ne fark eder ? “
Bunları vatandaş, bir birine soruyor .
Yerel idarelerde de, istihdam olanakları , Sn. Bulutoğlu’nun zamanında
tümden kullanılarak. O olanak, Lefkoşa için kapandı .
Başka belediyelerde, bu var mı ?
Iıı…
Zaten hepsi borçlu ve batık .
Borçlu olmayan belediye yok .
Mücadele, iş yapmak da değil .
Siyasi yarış .
En önemlisi, makam .
Makam arabasında, tur atmak .
Her Belediye Başkanının, makam arabasını süren özel şoför .
Belediye seçimleri , bence bu eksen üzerinde yapılmakta .
Ha , bir de , onlarca personel , el pençe divan .
Başkanların ağzına bakmakta .
Hepsi mi böyle ?
İçlerinden ayıklanacak olanlar yok mu ?
Var .
Yeni aday olanların , yarışa başlama çizgileri bir hayli uzakta .
Mevcut Belediye Başkanlarının, yarışa başlangıç çizgisi, neredeyse 500 metre, önden başlayacak .
Neden mi ?
Bir defa mevcutların avantajları, daha fazla .
Bu avantajlar nedir, diye sorulursa .
Hemen sıralayalım .
Sosyal faaliyetler adı altında yapılanlar :
Neredeyse her belediyenin 1500 – 2000 yaşlı bayanı, her yıl geziye ve yemeğe götürmesi .
Bununla kalınmaz .
Bu bayanların evlerine özel kuaför gönderilerek, saçlarının boyanması veya kesilmesi .
Tırnaklarına manakür, petikür yapılması .
Gıda maddelerinin, dağıtılması .
Bazı belediyeler tarafından, su ücretlerinin bağışlanması .
Esnaf vergisinin, silinmesi .
Dayandıkları partiler güçlü ise , oyların parayla satın alınması .
Bütün bunlar , mevcut Belediye Başkanları için, yarışta büyük avantajdır .
Ha, bir de, yeni çıktı .
YSK der ya , seçim yasakları içerisinde , resmi araçlar kullanılamaz diye .
Vallahi , o da aşıldı .
Ona da, çözüm bulduk !
Şimdilerde , belediyelerin kullandıkları araçlar , maliyeden seyrüsefer çıkarılarak, plaka alınır .
Yani diğer vatandaşların, araçlarına taktıkları plakalar gibi .
İşte , belediyelerin malı olup da , beledi hizmetlerde kullanılan normal plakalı araçlar da , mevcut Belediye Başkanları için kampanyalarda kullanılmaktadır .
Yasa , RHA’dan bahsetmektedir .
Faraza A Belediyesine bağlı , KL 125 plakalı ve bunun gibi araçlardan bahsetmemektedir .
Bahsetmediğine göre de , çatır çatır bu araçlar kampanyalarda kullanılıyor .
Kocaman bir afişin üzerinde , yakışıklı Belediye Başkanının fotoğrafı .
Bir de, düğün salonu avantajı .
Diğerlerine oranla, fiyatı daha düşük .
Adamına göre de para alınmaz veya seçim yılı hiç birinden alınmaz .
İşte bunlar, mevcutların başlama çizgilerini, çok önde tutan unsurlar .
Bu gibi örnekleri, çoğaltmak mümkün .
Yeni aday olanların, bu avantajları yok .
Tek bir avantajları var !
Belediyeleri, içine düşürdükleri feci durumlardan, hesap sormak .
2 – 3 saatlik yağmur yağmakla, kentlerin su baskınlarına uğramasının hesabını sormak .
Halka bu konuda, tutacakları sözler vermek .
Bunu yaparken de , donelerle halkın önüne çıkarak, halka bu konuda güven vererek gücünü arkasına almak .
Bunlar yapılırsa , halktaki o yukarıda bahsettiğim imaj, belki kırılır .
Yazının başlığı “ yerel seçimler ve görüşmeler .“
Seçimlerle, görüşmelerin ilgisi ne ? denebilir .
Çok ilgisi var .
Vatandaş , geleceği ile ilgili .
Görüşmelere odaklanmış .
Ahmet , Mehmet’in seçimi ile değil .
Görüşmelere değinilmişken , biraz da bundan bahsedelim :
Rusya , Rum Yönetiminin ABD ile olan flörtünden çok rahatsız .
Güneydeki Mega TV ye Rus Büyükelçisi , yaptığı mülakatta bunu açıkça dile getirdi .
Paraların traşlanmasından bahsetti .
“ Eski dost , iki yeni dosttan daha iyidir ” diye Rus ata sözünü dile getirdi .
Bu Güneyin Rusya ile olan , Kıbrıs sürtüşmesi .
Bu sütundan , Rusya başkanlığında, Avrasya Ekonomik Birliğinin kurulduğunu yazmıştım .
Türkiye’nin, burada tavrı ne olur diye de, sormuştum .
AEB kurucularından olan Kazakistan Cumhurbaşkanı, Nazarbayef
Türkiye’yi, resmen, AEB’ne üye olmaya davet etti .
Türkiye’nin, bu birliğin kurulması ile , AB ve Rum Yönetimi karşısındaki gücü artmıştır .
Türkiye’nin, önünde şimdi iki alternatif vardır .
Doğuda, AEB .
Batıda, AB .
Hatırlanacağı üzere , AB ‘ nin verdiği sözleri yerine getirmemesi karşısında ,
Sn. Erdoğan :
“ Sn. Putin’e söyledim . Bizi Şanghay beşlisine alın . Biz de AB ‘ ye Allahaısmarladık , diyelim “ ifadelerini kullanmıştı .
AEB ‘ nin doğması ve Türkiye’nin resmen birliğe davet edilmesi , AB’ için Türkiye’ye yapılan Kıbrıs dayatmalarının ve ada etrafında bulunan hidro karbon yatakları ile ilgili dayatmaların sürdürülmesi, mümkün olur mu ?
AEB , Türkiye’nin alternatifsiz olmadığını göstermesi bakımından , önemli bir unsur değil midir ?
Hele hele yapılan, resmi davetten sonra .
Bu aşamadan sonra , düşünmesi gerekenler , AB ve Güney olmayacak mı ?
Aklıma hemen , Ajda Pekkan’ın bir parçası, aranjmanı geldi :
Dünya dönüyor . Sen ne dersen de . . .
Dünya dönüyor fark etmesen de . . .