Yobazlıktır, vur kır parçala bu maçı kazan diye tribün dolusu tezahürat etmek.
Yobaz dendiğinde din akla gelse de özellikle 1980 sonrasında hayatın bütün alanlarında kendini giderek artan bir şekilde gösteriyor yobazlık türleri.
Futbol yobazlığı da masum bir yobazlık değildir, yobazı olduğu takım uğruna futbolun güzelliklerini gözden kaçırır o kadar ki eğer fener yobazı ise  İcardi topçu değildir demekle kalmaz Galatasaray Manchester United ile oynadığında United’in kazanmasını ister, ha bir de bet yobazlığı var ki hasta cim bomlu olan yobaz Manchester kazanacak diye handikap vin Manchester’e yatırır parayı.
Futbol yobazlığının KKTC deki en acı göstergesi bahçelerini sulayacak su bulamayan köylülerin köylerine çim saha istemeleridir.
Futbol en nihayetinde bir oyun asıl dert dini bir durum zannedilen yobazlığın her dünya görüşünde her bakış açısında gemi azıya almış olmasıdır.
Gündelik hayatın da yobazlığı olur ve vardır.
Maaş yobazlığı KKTC’de en yaygın olarak görülen yobazlıktır, öyle ki iş arıyorum, iş istiyorum ya da bizim çocuk okulunu bitirdi ona bir iş diyen anne babaların da yobazca istedikleri şey iş değil maaştır aslında.
Yobazlığın en çarpıcı örneklerinden biri de ille de düşman arama ve ille de mutlaka düşmanı bulma yaratma yobazlığıdır.
Bunun bu gün için en çarpıcı örneği Hamas’tır.
Hamas’ı bir dini örgüt sansak da işin aslı Hamas’ın İsrail’i düşman olarak bilme görme ve öyle tanıma yobazlığıdır. Bu yobazlık o kadar devasa boyutlara varmıştır ki, adına ‘‘ eylem !! ’’ yaptıklarını iddia ettikleri Filistin davası ve Filistin halkı Hamas’ın umurunda bile değildir.
Yüzlerce İsrailliyi öldürdükleri ile böbürlenen Hamas’ın binlerce Filistinlinin ölmesi ve daha binlercesinin öleceği umurlarında bile değildir. Hatta Yaser Arafat’ın Filistin örgütü bu Hamas için İsrail kadar düşmandır.
Çok çeşitli yobazlıklardan birisi de güce tapınma yobazlığıdır bu da o kadar korkunç boyuttadır ki dünyanın en güçlü devleti olduğuna inanılan ABD’ye karşı çıkmaktan ödü kopar bu yolun yobazlarının.
Yobazlığın vitamini inanmaktır ( buradaki inanmak tanrıya inanmaktan bile beter yobazlıklara yol açan izmler / partiler / dünya görüşü !! hatta doğru dünya görüşü adı ile anılan yobazlıklardır )
Dindarın Allah’a / Tanrı’ya inanması, çoğu zaman izmlere inanların inanmışlıkları yanında daha az tehlikeli kalır.
İzmlere için asıl olanın inanmak değil bilmek olduğunu anlayamaz yobazlar bu öyle komik sonuçlara da varabilir ki sosyalizmde trafik kazası ve orman yangını sel baskını olmaz olmayacaktır iddiasına kadar varılabilir.
Bizim KKTC de inanmanın, yobazca inanmanın en önde gelen örneği partisine inanmasıdır partililerin ve alkışçıların.
Sonuç mu her seçimde döne döne aynı partilere adayları kim olursa olsun programları olsa da olmasa da şaşmaz bir şekilde oy vermek ve nerden nasıl geleceğini bilmedikleri güzel günlere inanmaktır.
Güzel günler inanmakla değil bilmekle ve yapmakla olur.