Kuru kalabalık nasıl halk olur.
Olmadı, yapamadık diye bir özür olmaz, olmamalı.
Gelin görün ki oldurmadık, bile isteye oldurmadık.
Ve eğer Kıbrıs adasında var olan zeytin ağaçları şimdiki nesiller ile karşılaşsaydı ilk kez, yabani zeytin olarak kalacaklardı, haruplar da öyle.
Bizden önce yaşadıkları için tarafımızdan cahil cüheyla, geri kalmış köylüler diye nitelediğimiz atalarımız, adanın her bir karışındaki zeytin ve harup ağaçlarını aşılamak için kimseden emir, zorlama beklemediler, aşıladılar ve binlerce, onbinlerce zeytin ağacına onlar sayesinde konduk ve mirasyedi hovardalığı ile tükettik, tüketiyoruz.
Soru ; 1974 sonrasında kaç zeytin ve harup ektik.
Hangi örgütün, partinin hükümetin devletin bu konuda bir düşüncesi fikri planı projesi oldu.
Türkiye’den Gemlik zeytini getirip ekiyoruz demek ancak ve yalnız hazır yiyiciliğimizi kanıtlar başka da hiçbir şeyi. Kıbrıs türkü olmanın bir özelliği de Kıbrıs türküne has damak tadına sahip olmaktır. Hellim dünyanın hiçbir yerinde Kıbrıs adasında yendiği gibi iştahla ve sık sık yenmeyecektir bu da Kıbrıs adasında koyun, keçi, ot, süt, türk elen olmanın, kendi coğrafyası ile bütünleşerek kendi damak tadını, mutfağını, mimarisini, sporunu, eğitimini, hukukunu, kültürünü yaratmış olmasının doğal sonucudur.
Dedelerimizden, nenelerimizden ne eksiğimiz var sorusu cevabı olan, çok yakıcı bir sorudur.
Beğenmesek de, kabul etmekte zorlansak da bu can yakıcı sorunun daha da can yakıcı yanıtı, dedelerimizde, nenelerimizde olan tabiat, yurt, insan sevgisini çoktan boşlamış olmamızdır.
Emek olmadan ekmek olmaz, olmamalıdır olamaz ilkesi ile yaşıyordu onlar ve emek, herkes emek harcayınca bir sonuca varıp insan ederdi insanı ve köyü köy, şeheri şeher, idealleri ideal, araziyi de memleket.
Emeksiz yaşamayı var sayalım ki Özal önerdi bize, bu saçma sapan öneriyi havada kapan biz olduk, har vurup harman savurmaya başladık da geldik bu güne.
Kötü mü bu gün.
Evet kötü hem de ey okuyucu ve ey ahali senin kötü dediğinden bin beter kötü bu günler ve tek suçlusu sorumlusu da biz hepimiz. Kuru kalabalık haline gelmek çok hoşumuza gitti, bakmayın çeşitli harfler ile simgelenen partilerde üye ya da sempatizan oluşumuza, yok birbirimizden farkımız hepimiz kuru kalabalığız.
Kuru kalabalık nasıl halk olur.
Aşı ile olası bu. Ne aşısı mı.
Yorumlar