Kıbrıs uyuşmazlığı sürerken, sürdürülen bir de birleşme propagandası vardır.
Kıbrıs’ta uyuşmaya ve uzlaşmaya yanaşmayan Rumlar nedense sürekli birleşme edebiyatı yapıyor.
Sürdürülen propagandaya rağmen birleşme konusunun açıklığa kavuşturulamayan yanı çoktur.
Her şeyden önce bu birleşme hangi unsurlar arasında ve nasıl gerçekleşecektir?
Birleşme, fertler ve gruplar arasında mı gerçekleşecektir?
Fertler ve grupların birleşmesi hangi çatı altında gerçekleşecektir?
Halklar ve devletler arasında bir birleşme murat edilmekte midir?


*


Kıbrıs’ta zaman zaman birleşme adı altında bazı etkinlikler yapılmaktadır. Bunların birleşmeye ne kadar hizmet ettiği veya taşıdığı amaç uzun uzadıya sorgulanabilir ve tartışılabilir.
“Birleşme şansı var” diyerek bir grubun şarkı söylemesi veya birleşme adına dans edilmesi birleşmeyi sağlar mı veya nasıl bir birleşmeyi öngörmektedir?
Bu tür etkinliklerin altı doldurulmadığı için katılımcılardan başka kimsenin ilgisini çekmemektedir.
Fakat, ifade edilmekte olan birleşme olayının aslında ne anlam taşıdığı 8 yıl önce meydana gelen bir olayda açıkça görülmüştü.
Viyana’da açılan “Avrupa’da iktidar sahipleri” adlı bir sergi sırasında sergilenen tavır Kıbrıs’ta nasıl bir birleşmenin düşünüldüğüne az çok ışık tutmuştu.
Sergide Kıbrıs bölümünde o dönemin Rum Yönetimi lideri Papadopulos ile o dönemin Başbakanı Ferdi Sabit Soyer’in fotoğrafı bulunuyormuş.
Ancak Güney Kıbrıs yetkilileri itiraz edince Soyer’in fotoğrafı beyaz bir kağıtla kapatılarak görüntü iptal edilmişti.
Böylece Kıbrıs’ta iki ayrı unsurun varlığını çağrıştıracak bir görüntü yaratılmasının önüne geçilmişti.
Aslında olay bir şikayetin yerine getirilmesinden veya bir fotoğrafın kapatılmasından öte taşınan niyeti ve gerçekleştirilmek istenen şeyi de sembolize ediyordu.
Birleşik Kıbrıs diyerek girişilen tavırda Kıbrıs Türk halkı ayrı bir varlık ve kendisine ait bir yönetimi bulunduğu gerçeği kabul edilmiyordu.
İşte bu yaklaşımla birleşik Kıbrıs diyerek fotoğrafın kapatılması gibi Türk yönetiminin yani KKTC’nin iptal edilerek Türklerin Rum Yönetimine yamanmasına çalışılmaktaydı.
Yürütülen bu çalışmanın adı da birleşik Kıbrıs hedefi ve birleştirme çabasıydı.


*

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, “birleşme” söylemi ile KKTC’yi ortadan kaldırma ve Türkleri Rum Yönetimi’ne yama yapma çabasını sürdürmektedir.
Birleşik Kıbrıs hedefi ve birleştirme çabası sürdüren Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tıpkı fotoğraf iptalini sağladığı gibi KKTC’yi de ortadan kaldırmak için AB’yi baskı aracı olarak kullanıyor.
AB baskısı ile Türkiye’ye geri adım attırarak hedefine varmaya çalışıyor.
AB’nin sorun olan ve uzlaşmaya varılmayan bir yeri içerisine alarak, içerisinde bir taraf lehine çözümlemek istemesi kuşkusuz ki dengeleri değiştirmek ve Türk haklarının ortadan kaldırılması çabasıdır. Bu nedenle de AB’nin sorunu kendi içerisinde halletmeye çalışması benimsenebilecek bir husus değildir. Bu konuda yaptığı dayatmaya boyun eğilmesi düşünülemez bile.
Birleşik Kıbrıs hedefi güderek birleştirme çabası güdenler önce Kıbrıs’ta iki ayrı varlığı görmek zorundadır.
Birleşme ve birleştirme isteniyorsa bir taraf göz ardı edilerek bu sağlanamaz. Bir tarafın görmezden gelindiği halde birleşme olmaz.