Hakimiyetçi anlayıştakiler tekli sloganlara bayılırlar. İşi top yekun halletmenin kolaycılığını tekli slogan ve çözümlerde görürler.

   Bu nedenle bazen bir tek slogan ve hedefle bir halkın defterini dürmeyi öngören yaklaşım içerisine girerler.

   Kıbrıs Rum Başpiskoposu 2. Hrisostomos, Kıbrıs Rum tarafının terk etmesi sonucu kesilen Kıbrıs müzakerelerine dönmeleri için tek şartın, Türkiye’nin önce “Kıbrıs Cumhuriyeti” dediği Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanıması olduğunu belirtti.

   Böyle bir şey olsa acaba neyin müzakeresi yapılacak?...

   Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkmak ve Türkleri katletmek için Rum yetkililer AKRİTAS planı denilen bir plan yaptı.

   Plan, Türk direnişi ile karşılaşınca tam anlamıyla uygulanamadı. Fakat bu devirdeki tekli sloganlar ve eylemler hep tekli çözüm üzerine oldu.

   Nitekim Rumlar için tek amaç ENOSİS’ti.

   Tek hedef, Türklerdi.

   O devrin popüler tek sloganı ise “Türkler denize!..” idi.

   1963’te Türklere saldıran Rum güçleri arasında olup, Küçük Kaymaklı’da Türk Bayrağı ile poz veren EOKA’cı ve 1974’te Yunan darbesinin güvenilir adamı olarak darbe yönetiminin başına getirilen Nikos Samson’un gazetesi Mahi’de ilginç anılar anlatılmıştı.

   Herkes yeni yılı kutlarken onlar yeni yıl anısı olarak Samson’un 1963’teki Kanlı Noel saldırılarını anlatma gereği duymuştu.

   Türklere saldırıp kan döken Samson’u kahraman ilan ederek yeni yıla kan dökülerek girilmesini övünç meselesi haline getirdiler.

   Mahi gazetesi Samson’un Türklere saldırısını, “1963’te Türk isyanının bastırılması” olarak saçma bir yaklaşımla takdim etmesinden sonra ağzındaki baklayı çıkararak işin esasını şöyle dile getirmişti:

    “Kıbrıs Elen tarafı, liderliği ve halkı arasındaki tek sloganın ‘Türkler denize!’ olduğu bir dönemdi...”

   Elen tarafının “asileri” halletmenin yöntemi işte buydu!...

   “Türkler denize!!!”

   Yani, Türkler öldürülecek, denize dökülecek, yok edilecekti...

  

 

*

 

   Rum liderliğinin tek sloganının, “Türkler denize” şeklinde olduğu devirde Kıbrıs Cumhuriyeti ne demekti?

   EOKA’cıların yayın organı Mahi gazetesi, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni nasıl gördüklerini yayımladığı yazıda şöye izah ediyor;  “Zürih-Londra anlaşmaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu Elenler için Enosis’e doğru bir istasyondu.”

   Bu istasyona varılınca tek hedefe varmak için gerekli hazırlıklar yapıldı. Ve AKRİTAS planı hazırlandı, teşkilatı kurularak öngörülen saldırılar yapıldı.

   Ancak TMT ile gösterilen direniş hedefe varmalarını engelledi.

   1974’te harekete geçen Yunan Cuntası’nı ise Barış Harekatı durdurdu.

  

*

 

   Zaman geçti. Rumlar AB’ye üye oldu. Şimdi durumları nedir?

   Tek amaç, tek hedef, tek slogan üçgeninde durum nedir?

   Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin şimdiki konjoktürel durumda tek amacı Kıbrıs’ın tümüne egemenliğini yaymaktır. Tüm siyasi partileri ve ekonomik ve siyasi güçleri bu amaç doğrultusunda birleşmiştir.

   Tek hedef konusunda hemfikirdirler. Hala tek hedefleri Türklerdir.  

   Hedeftekini yok etmek için yöntem konusunda da fikir birliği var mıdır?

   O belli değildir.

   Bu konuda yarattıkları görüntü kirliliği nedeniyle net bir görüntü elde edilemiyor.

   1963’teki “Türkler denize” sloganının yerine bugün değişik sloganlar kullanılıyor.

   Şimdi her partinin değişik sloganı var:

   Güney Kıbrıs Rum Yönetimi “tek devlet, tek halk” diyor. Rum egemenliğini böyle formüle ediyor.

   Kıbrıs Rum Ordodoks Başpiskoposu 2. Hrisostomos, “Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanısın” diyor.

   Kimisi, “Avrupai çözüm” diyor. Yani bireysel hakların tanınması ile toplumsal hakkı ve eşitliği ortadan kaldırmayı söylüyor. Yani osmosis öngörüyor.

   Kimisi “En iyi Türk, ölü Türk’tür” diyor.

   Dikkat ediyorsanız Rum siyasilerin tek sloganları henüz farklılık gösteriyor.

   Fakat amaçları ve hedefleri tektir.

   O da Kıbrıs’ın tümüne egemen olmak ve Türk halkını şöyle veya böyle ortadan kaldırmaktır.

   “İyi Türk, ölü Türk’tür...Tek devlet, tek halk” diyerek Türk halkının defteri tek, tek dürülmek isteniyor.