Sigara kesilmeli mi.
Şüphesiz ki evet.
Sigara kesmek kanun tahtında ve devlet kararı ile olası mı.
Yine şüphesiz ki hayır.
Sigarayı niçin kesmeli, çünkü zararlı ve üstelik yalnız içene değil içmeyene / içmeyenlere de zararlı.
Yüzmek peki zararlı mı. Bu ne kadar saçma bir soru.
Durgun suya bakmak zararlı mı peki. Hoppala bu da nerden çıktı.
Karaoğlanoğlu köyünden Girne’ye benden bir dakika önce gitmek / gidebilmek zararlı mı, zararlı ise yasaklanmalı mı.
Yüzmek zararlı mı sorusunu soracak kadar delirmediğime göre, yüzmek ile zararı niye yan yana getirdim peki. Yanına bir de havuz kelimesini ekleyelim bakalım ne olacak.
Üniversiteye giderken ucuz restoranlarda yerdik yemeklerimizi çoğu zaman ve pek çoğunun adı da Bol Kepçe Lokantasıydı. Birde bizden önceki nesillerin çok kullandığı bir deyim vardı, çok kullanıyorlar dedimse yerine göre cuk oturacağı zamanlarda ve durumlarda kullanıyorlardı ‘‘ bol götten osurmak ’’.
Ağzı olan konuşur gibi bir anlamı var ve hatta parası olan yapar, kim karışabilir ki parası var yaptı / yapıyor / yapacak.
Bol kepçe lokantasında değildik, öyle sandık bol bol yedik içtik tuvalete koştuk.
Dönelim sigarayı kesme meselesine ve devam edelim, özellikle denize sıfır villalarda havuz yapımı kesilsin mi.
Kanun tahtında kesilemez ve fakat yurdunu ve tabiatı hayatı seven kendi gönlü ile kesmeli, param var ister yerim ister yakarım ve istersem de.. , işte bu aptal zihniyet kesilmeli.
Durgun suya bakmak zararlı değildir ve yasaklanmamalıdır ve fakat denize sıfır verandada oturup da, masmavi engin derin deniz dururken havuzundaki durgun suya bakmak bol götten osurmak ile çok mu farklı, ikisi de yanlış ikisi de nezaketsizlik, görgüsüzlük.
Karaoğlanoğlu köyünden Girne’ye gitmek için her birkaç senede bir değişilecek dört çekerli süper lüks ve benzin canavarı lüks otomobilleri satın almak neyin nesiydi.
Haydi diyelim ki Lâpta’da oturuyorsunuz da işyeriniz Lefkoşa’da, Karaoğlanoğlu’dan Girne’ye gitmek için değil Lâpta’dan / Paşaköy’den Lefkoşa’ya gitmek için aldınız o lüks otomobilinizi. İyi ettiniz Saat sekizde olmanız gereken iş yerinize dokuzda gitmek diye bir alışkanlığınız var ve bu alışkanlığınız çok yaygın bir alışkanlık, ayrıca ne daire müdürü, ne bakanlık müdürü ne de bakan, işe geç gidip erken çıkmanızdan rahatsız değil, hesap filan da sormuyor. Da, dası şu, siz yıllarca taksit ödemeyi göze alarak her gün en az beş saat otomobilciğiniz park yerinde kuzu kuzu yatsın diye mi aldınız o otomobili.
Çangar hepinizi seviyordu, öpüyordu, keyifler karşılıklı gıcırdı ve fakat sonu işte bu günkü haller.
Kesebilirsiniz bayram değil seyran değil iken öpülmeyi.
Sigara ne kadar zararlı ise hesapsız kitapsız yaşamak, harcamak yarını, kötü günleri düşünmemek de o kadar zararlı.
Plansız programsız, halkı hayatı ve tabiatı düşünmeyen hükümetler ve partiler mi.
Onlar da en az sigara kadar zararlı.