İhanetten söz edeceğim bu yazımda.
Gardınızı erken almayın, yazının konusu vatana ihanet değildir ne de eşe.
Kendimize ihanet ediyoruz nice zamandır.
Limon bahçesini kesrek arsa çıkaran ve parsel parsel satanlar var ya, zeytinlikleri parselasyona kurban edenler var ya…
İçinde doğduğu çocukluğunu gençliğini geçirdiği evi kat ve birkaç daire karşılığında müteahhitlere satanlar var ya.
Aslında bir okuma tekrar okuma çok çok okuma ve öğrenme sonra da öğrencileri ile karşılıklı bir öğrenme süreci demek olan öğretmenliği, her yıl her ay daha az okuyarak ve kendini geliştirmeye boş vererek eğitimdeki kötü gidişattan tamamen bakanlığı sorumlu tutan ve öğretmenliğin sıradan bir meslek gibi algılayan öyle algılanmasına yol açan memurlar var ya.
Vatan bayrak Gaziveran hamasetini bakanlığının temeli zannederek, ülkenin eğitim politikası üzerine hiç kafa yormadan Anavatan bütün eksikliklerimizi hazırlop reçetelerle karşılar nasıl olmasa deyip de müfredatın ve kitapların Türkiye’den getirilmesini iş yapmak zannederek, imamları tıpkı Türkiye’de olduğu gibi okullarda görevlendirilmesini de din ve ahlâk için gerekli zanneden kafalar var ya.
Dere yataklarına, burası benim tapulu malım kim ne karışır / karışabilir diyerek konut / konutlar yapmaya kalkışanlar var ya ve bunları müşteri olarak görüp de müşteri her zaman haklıdır diye proje çizenler var ya.
Köyde oturduğu evin kocaman bahçesine bir kümes kurup da tavuk beslemeyi hiç akıl etmeden, şehirde çalıştığı daireden akşam paydosu ile evine dönerken yol üstündeki marketlerden / süper marketlerden yumurta satın alıp da çok pahalı diye feryat figan edenler var ya.
80 – 100 ineği olan ve fakat aynı zamanda devletin bürokratı / yüksek bürokratı olarak düzenli ve kuvvetli maaş da alırken, oğlu / kızı için bakan bakan dolaşıp bizim çocuğa bir memuriyet diyenler var ya ve bunların ricalarını / rüşvet tekliflerini ( her oy garantisi de bir rüşvet değil midir ve yıllardır bu geçerli değil midir iktidar partileri ile içerili / partili memurlar / hayvancılar / rençberler arasında.
Dört çeker lüks arabaları ile Lefkoşa – Girne, Güzelyurt – Lefkoşa, Mağusa – Lefkoşa arasında evden daireye ve daireden eve ring yapanlar var ya.
2018 yılından beridir bütün ekonomik mali protokollerde yer alan Yeni Girne Hastanesi / yeni Güzelyurt Hastanesi, ve diğerlerini her yıl yeniden ve yeniden bu yıl ihaleye çıkacayız / bu yıl hizmete girecek diye hiç sıkılmadan tekrarlayıp duranlar var ya.
Köylerinde okul ve tarım suyu acil ihtiyaçları dururken ve köylerinde futbol oynamayı bilen 11 adet genç yokken hükümetlerden utanıp sıkılmadan çim saha isteyenler var ya.
Arkadaşlar köylerinde çiçek satan dükkanlar olan bir hale geldik, biz varız ya, hiç utanıp sıkılmayanlar işe sorumluluğa sarılmayanlar varız ya.
İşte bu kendimize ve hayatımıza ihanettir.
Partiler mi ne siz sorun ne de ben yazayım. Gelecek yıla dair öngörüsü olan parti var mı.