YAŞADIĞIMIZ GÜNLER
Kıbrıs Türk Halkının çok ciddi ekonomik-sosyal ve hepsinden önemlisi siyasal sıkıntılar tüneli içine girdiği apaçık ortada…
Ülkemiz insanında “Yarın ne olacak korkuları gittikçe artmakta, henüz açığa çıkmamış “Türkiye ne yapmak istiyor” soruları herkesin içini kemirmekte ve belirsizlik endişeleri TC kapılarını vurup vurup geri dönmektedir..
Bütün bu olumsuzluklar Kıbrıs Türk halkını içtem içe kemiren bir telaşın sessiz bekleyişi içine hapsederken, hükümetin alabildiğine pasif ve günlük işleri bile halledemez noktaya gelmesi, umutsuzluk fırtınasını daha da artırmaktadır…
Eroğlu Hükümeti neden pasiftir… Toplumsal olaylara parelel bir aktif eylem hareketi içine neden giremiyor?...
-Halkın beklentisine neden yanıt verilemiyor?...
-Bunca sıkıntıya karşın, kişisel çıkar sağlama eylemleri neden sürüp gidiyor?...
-Süratle el atılması gereken sorular neden bekletiliyor…
Bu tür sorular günden güne artmaktadır.
Halkımız, Özal’ın Kıbrıs konusunda atacağı her adımı anında takip etmenin telaşını yaşarken, kendi hükümetinin kendi topraklarında izini bulamıyor…
TV ve Basına “Şov” imkanı vermeyen görüşme isteklerine Başbakan ne de Bakanlar yanıt bile vermiyorlar...
Açıkçası, KKTC hümümetin Türkiye’nin Kıbrıs ile ilgili memur kadrosu görünümünde... Türkiye’den Heyet gelsin, karşıla-uğurla...
Tüürkiye’den Bakan gelsin, talimat al, uygula...
Böyle bir tiynet içindeki Hükümetin KKTC’nin Devlet olma kişiliğini artık kendi halkı arasında bile töhmet altına soktuğu gerçeğini acı acı yaşamaktayız...
Bunu, Vatan-Millet edebiyatı arkasına saklanarak kimse inkar etmeye kalkışmasın...
Biz, son yıllarda kendi kendimize verdiğimiz zarar kadar, ne Rum amborgosundan nede dünyanaın bizi tanımamasından gördük...
TC-KKTC arasında pasaport kalktı kalkacak diye yetkili yetkisiz her iki taraftan ahkamlar kesildi, palavralar atıldı
3-5 gün önce, konunu TC Resmi Gazetesinde yayınladığı açıklandı... Ertesi gün resmi bir açıklama; henüz böyle bir uygulama yok diye...
Belli ki, bu konu “siyasi blöf” aracı olarak kullanılıp böyle bir uygulamanın beklentisi içerisinde olan kitlelerle dalga geçiliyor...
Türkiye’den KKTC’ye giriş yapan TC yurttaşlarının çoğu uzun süredir günlük ilişkilerinde pasaportlarına KKTC damgası vurdurtmuyor...
Gümrük polisi bu isteğe uymak zorunda!...
Gerçekçe; Yünan adalarına yapılan turistik gezilerde, Yünan gümrüğü KKTC mühürü taşıyan pasaporta giriş vizesi vurmuyormuş...
Rezilliğe bakın! Ve bu rezilliğe biz boyun eğiyoruz... Ardından’da TC bizi tek tanıyan ülke ahkamları ile kendi kendimizi avutuyoruz... Böyle bir uygulama ile; “Siz artık bize göre de “KORSAN” devletsiniz, onun için pasaportlarımıza KKTC mührünü vurmayın” demeye getiriyorlar ama; bizim “GUNOLAR” bunun farkında değiller... ya da farkındadırlar ama; çıkarlarına öyle geldiği için “temennah”’ı tercih ediyorlar...
Özetle; ülkemizde belirsizlik ve yarın ne olacağız bulutları gittikçe kabarmaktadır...
Kabaran bu bulutlatın, felaket yağmuruna dönüşmesiyle, bilmem Kıbrıs Türk halkının başına tutabileceği TÜRKİYE patentli şemsiye bu kez bulunabilecekmi?
Yıllar yılı verilen mücadele sonucu anavatan Türkiye ve Anadolu halkının Kıbrıs Türküne bahşettiği barış, özgürlük ve bağımsızlığı ABD ağzı ile kuş tutma hevesinde olanların bir çırpıda felaket yağmuruna sürüklenmesine göz yumacaklarına ihtimal vermek istemiyoruz... ama yaşadığımız günler!!!