Kendinize benzesin mi istersiniz çocuklarınızın.
Hangi kuşak, bir sonraki kuşak bir önceki kuşağın karbon kopyası olmasını istiyorsa yanlış ve hatta salakça bir istem içindedir ve kendisi ile bir önceki kuşağın arasındaki farkın ne kadar da güzel olduğunu unutmuştur.
Hiçbir limon bir başka limona benzemez ve hiçbir nohut tanesi de bir başka nohut tanesinin tıpkısının aynısı değildir.
Konsereve kutusundaki bezelyeler bile aynı değilken bir İngiliz’in bir başka İngiliz ile aynı olduğunu zannetmek yanlış bir zandır.
Aynı yumurta ikizlerinin her biri kendi özel hayatını yaşarken, halkı başka bir halka tıpa tıp benzetmeye çalışmak boşa kürek çekmek olduğu kadar zararlı ve tehlikelidir de.
Rahmetlik Ahmet Gürses Müezzin idi ve özellikle sabah Ezanlarındaki okuyuşu, makam tutturuşu çok güzel ve özeldi. Rahmetlik Derviş Abdurrazzak da çok güzel Ezan okurdu. Ayasofya Camii ile Yeni Cami arasında neredeyse tam ortalarında olan Küçük Medrese sokak sakinleri her iki Ezanı da beğenerek severek dinlerdi.
İstanbul Selimiye Camii’ndeki Müezzin ile Süleymaniye Camii Müezzinlerinin de okuyuşları aynı değildi.
Bana soracak olunursa hayatım boyunca dinlediğim en güzel Ezanı Cem Karaca okudu, 33 Kurşun şarkısında.
Ezan aynı Ezan, okuyanların verdiği etki ile dinleyenlerin her birinin aldığı haz yaşadığı huşu farklı ve bu çok güzel.
Ve dikkatle dinlenirse her çanın da aynı şekilde çan çan etmediğinin farkına varılacaktır.
Lefke’de yaşayanlar ile Lefkoşa’da yaşayanların aynı kefeye konması olası değilken, Küçük Medrese sokakta yaşayanlar ile Kuru Çeşme sokakta yaşayanları aynı sanmak ve hatta aynı evde yaşayanları kola şişeleri misali aynı hizada tutmaya ve içtima yapmaya çalışmak berbat bir uğraştır.
Merzifon’da yaşayanlar ile Antalya’da yaşayanlar, Karadenizliler ile Akdenizliler, aynı mılar, aynı olmalı mıdırlar.
Suriye Kürtleri ile Irak Kürtleri aynı mılar.
Kendisine benzetmeye çalışanlar, yanlış yapmaktadırlar ve mesele yanlış yapmaktan ibaret değildir.
Bu benzetme çalışması çok da tehlikelidir ve ters teptiği de çok sık görülmektedir.
Her bir insan kendisidir, kendisi olmalı ve kendisi kalmalıdır.
Her halk kendi tarihini yazar ve yaşar, her halk kendi tarihini yazarken akraba ve kardeş halkın – halkların desteğini yanında ister ve bulması da çok güzeldir.
İki halkın kardeşliği ne kadar güzeldir, kendi özelliklerini korurken kardeşini de yanında ve destekçi olarak görmesi harika bir duygu değil midir