Türkiye ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu, ekibi ile KKTC’ye bir günlük resmi ziyaret yapıp yenidan Anavatan’a döndü.

            Kıbrıs Türkü gelmiş olduğu o uzun yolda, pek çok başbakan, pek çok cumhurbaşkanı ve pek çok da muhalefet parti başkan ve temsilcileri ile karşılaşmıştır.  Temelde KKTC’nin bütünlüklü politikaları, tümden Anavatan sevgisine ve Türk milletine dayanmaktadır.  Bu böyle geldi, böyle gidecek.

            Zaman zaman gerek televizyonlarda, gerekse basında, çok büyük siyasi çatışmalar meydana geldiğine tanık olmuşuz, Türkiye siyasetinde.  İktidar kendi siyasetini savunur, muhalefet de kendi siyasetini.  Lakin iş Kıbrıs meselesine ve ulusal çıkarlara gelince, iktidarı ile muhalefeti ile bir demir yumruk olur Türk siyasileri.  Şimdi de onu görüyoruz, Kılıçdaroğlu’nun Kıbrıs ziyaretinde ve ürettiği politikalarda.

            Gerçekten ulusal çıkarlar açısından Türk siyasilerin bütünlüklü politikada birleşmeleri, biz Kıbrıs Türklerine çok büyük bir güç ve moral vermektedir.  Kılıçdaroğlu da bizlere moral vermiş ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre’de ortaya koyduğu iki eşit, iki egemen ayrı devlet politikasına güçlü bir destek vermiştir, tıpkı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la AKP’nin güçlü politikacıları gibi.

            Bizim öyle bir lüksümüz olabilir mi Türkiye iktidarı veya muhalefetine karşı bir tavır almaya?  Yoktur elbette.  Bugüne kadar nasıl var olmuşsak iktidarı ile, muhalefeti ile yine öyle var olmaya devam edeceğiz.

            Bazen düşünüyorum  merhum Bülent Ecevit’i...

            Kıbrıs Barış Harekatı’nın beyaz güvercini ve güçlü politikacısı Ecevit, harekat sonrasında girmiş olduğu siyaset kavgasında hükümetten çekilmiş ve Kıbrıs gidişatı seyir deyiştirmişti.  Belki Bülent Ecevit o yoğun Kıbrıs sürecinde iş başında olsaydı, Kıbrıs meselesini bitirirdi.  Mükemmel İngilizcesi ile İngiliz siyasetine çektiği restler ve nokta atışları, hala hafızalardadır.

            O günlerde Kıbrıs Harekatı’nın mimarı, hiç şüphe yok ki, Bülent Ecevit’le hükümet ortağı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dı.  Onların bütünlüklü Kıbrıs siyaseti bizlere yeni ufuklar açtı ve özgür KKTC’yi yarattık.

            Bence Kılıçdaroğlu bir günlük ziyaretinde, çok dengeli bir tavır ve politika sergilemiştir.  Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, CHP Genel Başkanı ile buluşmasında federasyon çözümünün artık mümkün olmadığına vurgu yaparken, Kılıçtaroğlu’nun vermiş olduğu mukabil mesaj çok anlamlıydı.  Bakınız Kılıçdaroğlu ne demiş...

            “Üzerimize düşen bir görev varsa yerine getirmeye hazırız.  Türkiye’de Kıbrıs meselesi, milli bir davadır.  Siyasi partiler arasında görüş farklılıkları yoktur.  Hep birlikte KKTC’nin kendi bağımsızlığı, ekonomik gücünü sürekli güçlendiren, yetiştirdiği öğrencilerle kendi adına duyulan güzel bir devlet burası.”

            Kılıçdaroğlu KKTC gerçeğini çok iyi ifade etmiştir ki, bu da bize moral vermiştir.

            Ve Kılıçdaroğlu çok anlamlı açıklamalarına devam ediyor...

“Kıbrıs Türkü için Cumhurbaşkanı Tatar, Cenevre’de çok ciddi bir mücadele vermiştir.  Burada Kıbrıs Türkü’nün 53 yıldır verdiği mücadelede, bir anlamda farklı görüşler olabilir ama Kıbrıs bizim için milli bir davadır.  Milli davada Kıbrıs’ta iki devletli bir çözüm, müşterek menfaatimizedir.”

            Resmi ziyaretin ve protokolün bir gereği olarak Kılıçdaroğlu ve ekibi, bütün siyasi partilerle bir araya gelerek görüşlerini onlara aktarması da çok anlamlıydı.

            KKTC muhalefet parti temsicileri ile yapılan görüşmelerde, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit’in şikayet mahiyetindeki sözleri de tarihin sayfalarına düşmüştür.  Cemal Özyiğit’in Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesinde kullandığı sözler şöyleydi.

            “Ülkemizde ekonomi başta olmak üzere, genel durum maalesef iyi değildir. Türkiye’deki olumlu ve olumsuz gelişmelerin yansımaları burada fazlasıyla hissedilmektedir.”

            Zaman zaman Türkiye gerçeğinde kullandığımız ifadeye benzer Cemal Özyiğit’in söylemleri.

            “Türkiye grip olur, biz burada ansırmaya başlarız.”

            Bir yerde olumlu ve olumsuz etkileşimleri kastetmiştir Özyiğit.

            Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin görüşleri malum...  Kılıçdaroğlu-Tufan Erhürman görüşmesinde CTP adına verilen mesaj, federasyon temelinde bir çözümdür.

            Yine de Kılıçdaroğlu onlar adına güzel bir mesaj vermiştir.

            “CTP’yi daha fazla bir varlıkla mecliste görme isteriz” mealinde bir mesaj...

            Neticede Kılıçdaroğlu ve arkadaşları bir günlük ziyaretini tamamlayıp Anavatan’a döndü.  Kabul etmek lazım... Türk siyasetçilerinin Kıbrıs politikasına “milli dava” olarak bakması bizler için çok anlamlı ve güç vericidir.

            Kılıçdaroğlu’na teşekkür etmek de bir erdemdir.  Kendilerine bu güzel açıklamaları için teşekkür ederiz.