KC hükümet sözcüsü KUSİOS böyle buyurmuş;
''Ayrıca epidemiyolojik ekibin, işgal bölgelerindeki yasa dışı havaalanının yeniden faaliyete geçmesi ve ülkedeki epidemiyolojik durum nedeniyle, Türkiye’den uçuşların başlamasıyla ilgili endişelerine değindi. Özgür bölgelerde çalışan Kıbrıslı Türklerle ilgili olarak herkesin Çalışma Bakanlığı’nın yardım programına dahil edildiğini yardım ve ödenek aldıklarını dile getirdi.
Girye Kusios birkaç gün önce buyurmuş ve ‘ özgür bölgelerde çalışan Kıbrıslı Türklere de ödenek verildiğini söylemişti.
Söyler söyler ağzı torba değil ki büzelim. Eminim ki Kıbrıs Cumhuriyeti adı ile anılan ve sınırları KKTC sınırlarında biten o devlette sigortasız çalışan tek bir Elen yoktur, Elen patronlar sigortasız işçi çalıştıracaklarsa o işçiler Türk olur, Viet Nam’lı olur, Filipin’li olur tıpkı KKTC de Türkiye’li, Bulgar, Nijerya’lı olması gibi.
Patron dünyanın bütün devletlerinde patrondur ve Anastasiades gibi seçilmişler de kendi milletlerine hizmet etme konusunu içselleştirmişler ve bu yolda hiçbir fırsatı kaçırmamaktadırlar.
Anastasiades, müzakere sürecindeki muhatabı olan Akıncı ile sıkı bir bilek güreşine tutuşmuştur ve fakat ne yazık ki Akıncı bu bilek güreşinde muhatabını kendisi gibi anlaşma ve barış arayışı içinde biri zannetmekte ve Girye Anastasiades’in psikolojik harp taktiklerini fark edememekte veya ciddiye almamaktadır.
Sayın Akıncı son zamanlardaki en önemli taktik yanlışı, Anastasiades’in telefondaki teklifini, kendi sağlık kurulu ile istişare etmeden, iki toplumlu sağlık kurulunun bu konuda görüşmeleri gerektiğini ve kapıların açılması ile ilgili bir tarihin belirlenebilmesi için önce tarafların ( KKTC ve KC ) nin kendi içlerinde, ilgili bakanlıklar komiteler ve hükümetlerle istişare edip kendi devletlerinin kararını billurlaştırdıktan sonra iki toplumlu sağlık kuruluna açılma kararı ve tarihi yetkisinin iki CUMHURBAŞKANINA ait olduğu kaydı ile tavsiye etmesi gerektiğini söylememekle ve dahası Anastasiades’in önerdiği tarihi kabul ederek ve kamuoyuna dünyaya ilân ederek yapmıştır.
Bu fahiş ve acı veren bir hatadır, olaylar tam da Elen siyasetinin planladığı gibi cereyan etmiştir etmektedir.
Umuyorum ki Sayın Akıncı bu hatadan ders almış olsun ve bundan sonra tabir caizse tongaya basmasın.