Sayın okurlarım bu konuyu 11/04/2016 da yazdığım yazıda da işlemiştim. Dünya’daki en güçlü kadınları örnek göstererek, Dünya piyasasını nasıl etkilediklerini anlatmıştım.  Aşağıda  yine kısa biyografileri ile birlikte ne kadar güçlü olduklarını ve başarılarını bir kez daha hatırlatmak istedim. Onların aldıkları kararlar, bilhassa bizi ziyadesiyle etkiliyor. İki büyük nedeni var. Bir ticaretimizin döviz bazında oluşu ve vergilerin döviz üzerinden hesaplanması. İkinci büyük etken FIRSATÇILAR dır. 
Janet Louise Yellen bir Amerikan ekonomistdir.  2010 to 2014 yıllarında FED in Başkan yardıcılığını yapmış ve şimdide Obama tarafından FED in başaknlığına getirilen ilk kadın başkandır. 
13 Ağuztoz 1946 da Newyork’un Brooklin kasabasında doğdu. Babası bir Doktordu. Annesi ev hanımı olarak onunla kardeşini en iyi yetiştirmeye gayret etti.
Janet’in ekonomik felsefesinde en çok etkisi olan JFK danışmanlarından James Tobin olmuştur. Keynisian felsefesini savunan birisi, dolayısıyle liberal ekonomiyi tercih eden bir akdemisyen idi. Selby’nin sosyalist ve işçi, emekçi taraftarı bir ekonomik anlayışa karşı bir duruş sergiledi. Janet George Akerllof la evlendi: 2001 yılında Amerika adına Ekonomi alnında yaptığı çalışmalar nedeni ile Nobel ödülü almıştı.. Oğlu Robert de bir economist.
15 Aralık FED’in faiz oranlarını yükselteceği, güçlü duyumlar arasında. Bunların neler getirip neler götüreceğini burada tartışmak istemiyorum. Ancak bir gerçek var ki yeni ğelişen ülkelerde enflasyon yaşanacak. Birçok ülkede faiz oranları paralel olarak artacak. Bilhassa dollarla ithalat ve Konutlara olan borçlar ( dövize bağlı) olanlar artacak.
KKTC deki döviz mağdurları birkez daha tokatlanırken, dövizin artışından nemalananlar daha da zengin olacaklar. Ne yapalım biz TL kullanıyoruz hiçbirşey yapamayız diyen Hükümet yıllar önce yine ayni sorunlarla karşılaştığımızda kazan kaldırıyorlardı...
 Güya bir çözüm getirebileceklermiş gibi... Ancak şimdi görünüyor ki ( They havn’t got a clue) Hiç bir şeyden haberleri yok...
Ne CTP sinin, Ne UBP sinin Ne de diğerlerinin. Bu yazım ilk yayınlandığı dönemde CTP iktidar da idi, yine döviz kurları yükselmişti. Mazaret ayni idi ‘elimizden birşey gelmez ‘... Şimdi neyi savunuyorlar ? Hele Sendikların çözüm konusunda hiç mi hiç bilinçleri yok. Yalnız istedikleri maaş artışı... DOĞRU MAAŞLAR ARTMALI, ÇALIŞANLAR, EMEKLİLER, İHTİYAÇ SAHİBİ İNSANIMIZ KORUNMALI. ANCAK BÜTÜN BUNLAR ADİL ÇALIŞABİLİR BİR SİSTEME OTURTULMALI ve OTOMATİK OLARAK HALKIMIZIN BİR DAHA SIKINTI YAŞAMASINI ÖNLEMELİYİZ.
DÖVİZ ARTIŞINDAN NEMALANAN KESİMLER BELİRLENMELİ ve ONLARA EK KAZANÇ VERGİSİ GETİRLMELİDİR.
 ALINAN KAZANÇ VERGİSİ  MAĞDURLARADA KISMI VERGİ İADESİ VERİLEREK BU İŞİ HALLEDEBİLİRLER.
 DÜNYAYI YENİDEN KEŞFETMEYE LUZUM YOK. DENEYİM ve BİLİNÇ LAZIM...
Christine Madeleine Odette Lagarde  1 Ocak 1956  paris’de doğdu. 5 Temmuz 2011den beri IMF nin başkanı.İlk kadın başkan. Daha önceleri Sarkozi döneminde Fransa’da Ekonomi ve Maliye bakanlığı yapan bir Avukat. Financial Times Lagarde’ı Avrupa Birliği bölgesinde en iyi Maliyeci olarak tanımladı Temmuz 2011. Bu gün Lagarde Dünya da en güçlü 5. Kadın olarak nitelendiriliyor.
Angela Dorothea Merkel 17 Temmuz 1954 doğdu. Hristiyan Demokratların ilk kadın lideri olarak 2000 yılında seçildi. 2005 yılından bu yana Almanya’nın şansoliyer’i olarak Avrupa’da en güçlü kadın konumundadır.
Merkel 1989 yılında Rusya’da ki isyanların gölgesinde Batı Almanya’da poitikaya atıldıi Aslında O bir Doktora yapan bir Kimyagerdir. Kısa bir zaman Batı Almanya Hükümetinde sözcülük görevinde bulundu.1990 Almanyaların birleşmesi ile Stralsunnd-Nordvorpommern-Rügen’den ilk katıldığı seçimden milletvekili seçildi. Helmu Kohl tarfından 1991- 1994 Kadın ve Gençlik Bakanı sonra da Çevre bakanı oldu. Kohl’un 1998 de seçimleri kaybetmesiyle partinin genel sekreterliğine seçildi. 2005 yılında Wolfgang Schauble skandalı nede ile yapılan seçimlerde birinci parti olarak çıktı ve halen Almanya’yı ve dolayısıyle AB liğini idare ediyor.
Bize gelince siyasi arena da kadınlarımız azınlıkta olmasına rağmen ,bazı kuruluşlarda durumun tam tersine dönüştüğünü ve daha çok kadın çalıştırldığını görüyoruz. 
Bizim sorunumuz seçmenimizi menun etmek, ailemizi, yakınlarımızı bir yerlere yerleştirmek ve yine seçim kazanarak Mecliste ki sandalyeye oturmaktır. Hiç bir deneyim ve yeteneği olmayan kişileri önemli mevkilere ve/veya uzaktan yakından hiç alakaları olmayan işlere getirirseniz ve onları koruma altına alırsanız ,hiç emir dinlemezler.
 Müdürlerini takmaz hale gelirler. Kamu da hangi reformu yaparsanız yapın hiçbirşeye yaramaz. Bu düzen tamamıyle kendi kendini yok etmek üzeredir. Her tarafda yangın varcasına bilhassa Sağlıkta, Eğitimde, Tarım da, Hayvancılık ta, Tapu da başını almış gidiyor. ..
Banka faiz oranlarında, Belediyelerde, Postahanelerde, Taşımacılıkta vs. vs. sorunlar varken hala popülist yaklaşımlar maalesef son sürat.
 Bir zamanlar AB ye gireceğiz, bütün sorunlarımız çözülecek, Cennetin kapıları bize açılacak, havuzlu villalarda oturacaksınız diyenler şimdi Devletçiliğin aslında NE ZOR olduğunu anlamış durumdalar. AB size ne kadar yardım edecek, ne kadar % kaçtan borç verecek biliyormusunuz? Kurulacak Federal Hükümet de Kuzey bölgesine ( eyaletine ) ne kadar bütçe ayrılacak biliyormusunuz? Bence Hayır... Ancak bir gerçek var olası bir çözümde bile Türkiyenin yardımları olmadan bizim ayak üzerinde durmamız daha en az 10 yıl alır. En iyi ihtimalle....
Yukarda fotoğrafları ile kısa biyografilerini anlatığım güçlü kadınların, hepsi Keynisian ekonomik sistemden yana  olan  insanlardır. Bankacılık ve faiz sistemi onlar için İNSAN EMEĞİNDEN ve işçi haklarından çok daha önemlidir. İŞTE BU NEDENLE FAİZ ORANLARI  MAALESEF ARTACAK.  ALLAH BORÇLULARIN YARDIMCISI OLSUN, TALEBELERİN, STERLİN BORCU OLANLARIN  Ve diğerlerinin...
Saygılarımla.