Sosyalizmin temel prensiplerini, herkesin anlayabileceği bir üslupla anlatan ve ‘Sosyalizm, gerçekleşmeyecek bir düş değildir. Toplumsal evrim sürecinde bir ileri adımdır.’ diyen Leo Huberman’ın, Sosyalizmin Alfabesi adlı kitabı, kendisini solda tanımlayan ve okuyan her bireyin kitaplığına bir şekilde girmiştir, bugün de halen çok satılmaktadır.

Atatürkçülüğün temel prensiplerini, hem herkesin anlayabileceği yalınlıkta kaleme alıp, hem de tarihsel örneklerle daha anlaşılır kılan İlhan Selçuk’un, Atatürkçülüğün Alfabesi adlı kitabı, bugün ancak sahaflarda bulunmaktadır. Ve inanın, sadece bu durum bile, içinden geçtiğimiz günlerin karanlığını gerekçelendirmemiz için güçlü bir veridir.

Dün ölüm yıl dönümünde bir kez daha saygıyla andığımız İlhan Selçuk, artık sadece sahaflarda bulunabilen bu kitabında bakın neler diyor:

“Atatürkçülük demek, Türk devletinin bağımsızlık temeli üstünde Türkiye’nin gerçeklerine uygun milli solculuk demektir.”

“Atatürk, bir bağımsızlık savaşının kahramanıdır; dünyayı ikiye ayıran 1917 sosyalist devriminin ardından ‘Üçüncü Dünya’ dediğimiz ‘Bağlantısızlar Bloku’nun haberini veren ilk antiemperyalist kurtuluş hareketinin önderidir.”

“Atatürk’ün anlamı nedir? En karanlık dönemde en ileri atılımların inancını yitirmeyen adamdır Atatürk; işgal altındaki Türkiye’de bağımsız Cumhuriyeti düşünebilen ve amaçlayan kişidir.”

“Cumhuriyet kavramını Türkiye’deki çıkar çevrelerinin ve para babalarının istediği biçimde çekip çevirmek ve Batı emperyalizmine bağımlılığın aracı gibi kullanmak devletimizi yıkıntıya, genç kuşakları başıbozukluğa ve başkaldırıya götürmüştür. Batı emperyalizmine karşı bağımsızlık savaşında özünü ve benliğini bulan Cumhuriyetçiliği, Batı emperyalizmine bağımlılığın felsefesinde eritmeğe çalışanlar, bu tarihsel yanılgının faturasını acı biçimde ödeyeceklerdir.”

“Atatürk’ün solculuğu, yaşamının her kesiminde görülür. Yurttaşlık Yasası’nın benimsenmesi hukuk alanında solculuktur. Dinsel tarih görüşünü bırakıp ulusal tarih tezine yönelmek solculuktur. Saray dilini yıkıp Osmanlıca yerine halkın dili Türkçeyi özümsemek solculuktur.”

“Atatürk devriminde cumhuriyetçilik padişahçılığa göre solculuktur; laiklik şeriatçılığa göre solculuktur; halkçı devletçilik özel sektörcülüğe göre solculuktur; devrimcilik tutuculuğa göre solculuktur; milliyetçilik ümmetçiliğe göre solculuktur…”

İlhan Selçuk’un Atatürkçülüğe bakışı ve Kemalizm ile sosyalizm arasındaki bağları öne çıkarma çabası, Atatürkçülüğü ve dünyada olup biteni doğru okumuş aydınların da ortak çabasıydı.

-Kendilerini ister Atatürkçü ister sosyalist olarak tanımlasınlar…-

Bu görüşün sesinin kısılması, bu birlikteliğin değersizleştirilmesi, 12 Eylül’ün attığı karşıdevrimci düşünce tohumlarının filizlendiği yıllara denk düşer.

Bugünün Atatürkçülerine, bugünün sosyalistlerine bakın, anlarsınız.

Atatürk’ü burjuva paşası görüp, Kurtuluş Savaşı’nın anlamını değersizleştirmeye çalışan sosyalist de, kapitalizmin karşısında yığınak yapılması, hiç değilse yan yana gelinmesi gereken fikrin sosyalizm olduğunu reddedip, Kemalizmi, kapitalizm ve sosyalizmin dışında bir üçüncü yol olarak gören Atatürkçü de; bu doğrultu da yazıp çizen yazarlar da; Atatürk’ü Atatürkçülüğü ürkekçe savunan, savunurmuş gibi yapan, toplumsal tabanını solda bulurken inadına muhafazakârlığa yaranmaya çalışan siyasi partiler de, hepsi ama hepsi 12 Eylül’ün ürünüdür.

Oysa Kemalizmin özü halkçılıktır, devrimciliktir.

Yönü, cumhuriyetçiliktir, laikliktir. Yöntemi, ulusalcılıktır, devletçiliktir.

Atatürkçülüğü doğru anlamak, özümsemek, yerli yerine koymak için okumak gerekir.

İlhan Selçuk’u bilmeden…Doğan Avcıoğlu’nu…Uğur Mumcu’yu…Ceyhun Atuf Kansu’yu…Muammer Aksoy’u…Cavit Orhan Tütengil’i…Niyazi Berkes’i…Server Tanilli’yi…Bilsay Kuruç’u bilmeden, okumadan…

-Ki onlar, her biri Atatürkçülüğün alfabesidir…-

Atatürkçü olunmaz.

Gerçek Atatürkçü, önce Mustafa Kemal’i, O’nun fikrini, devrimini, cumhuriyetini bilir, öğrenir, özümser.

Ama asla bununla yetinmez…