Tarihi boyunca bir tek hıyar bile yoktur kendi kendine fiyat belirlemiş olsun.
Hıyar dediğimiz şey yenileceğini, insanlar tarafından ya da eşekler tarafından yenileceğini bilmeden ve umursamadan yırtar toprağı boy verir ve sonra da besin olur diyeceğim ama değil.
Nice zamandır ki çevremizde, çarşılarda manavlarda bakkallarda marketlerde besin maddesi yok.
Tutun ekmekten domates patates et elma ve pastaya kadar her şey ama hepsi de ticari meta haline getirilmiş.
Küba’da besin fiyatları onlarca yıl var ki artmıyor diye lafazanlık etmek kolay, kolay da Kübalılar gibi yaşamak işte o zor iş.
Ben / biz örgütüz örgütlüyüz demek kolay da örgütlü olmanın gereklerini yerine getireni KKTC’nde bulmak görmek bir hayli zor.
Birkaç sendikamızın bankası da var misal olarak ve bu sendika bankalarının çalışma şekillerinin kâr amaçlı bankalardan bir farkı olduğunu söylemek olası mıdır.
Ticari bankaların, bankalarında mevduatları bulunan, ya da maaşları bankalarına yatan müşterilerine bu zor bu sıkıntılı, bu aç kalma tehlikesi de taşıyan günlerde çeşitli şekillerde yardım eli uzatmasını beklemek, kapitaliz ve para eşyasının tabiatına aykırı, bunda şaşılacak bir şey yok. Ama
Ama biz emekten yanayız, biz Kaf dağının ardındaki güzel günler hayali ile örgütlenmiş emekçilerin sendikasıyız diye böbürlenen ve bu minval üzere habire slogan patlatıp uyarı grevi yapan sendika bankalarının, hiç olmazsa üyeleri için kılını bile kıpırdatmamalarını anlamak bir hayli zor. Faizsiz kredi vermek üyelere emekçiden yana olmaya yakışmaz mı yoksa.
Bu günlerde hıyarın, patatesin un ve gazın kendi kendilerine fiyatlarını düşüreceğini beklemek sinekten yağ beklemek kadar gerçekçi.
Hükümet ne güne duruyor derseniz, ölü gözünden yaş beklemekten de beter bir beklenti içinde olursunuz.
Tam kırk yıl var kırk bin birey olarak hükümet denetlesin, böyle hükümet olmaz diye başlayıp saydırıyorsunuz sonra ne mi oluyor.
Kırk yıl var gelip geçen hükümetler biliyorlar ki seçmen denen tayfa iki gün üç beş gün ağlar söylenir ve sonra da sandığa gidip daha önce kime oy verdiyse yine ona / onlara oy verir.
Kavramlar slogan haline gelince içleri boşalır ve anlamsızlaşır ezsberlenmiş nakaratlar haline gelir ve başta öğretmen sendikaları olmak üzere hükümet partileri de dahil tüm örgütler ‘ ezberci eğitime hayır’ sloganını bar bar bağırıp ezberelerine devam ederler.
Örgüt eğer bu dar günlerde üç beş tedarikçiye üç beş marketçiye üç beş itahaltçıya karşı BOYKOT UYGULAYAMIYORSA niye örgüttür niye vardır.
İşte hükümeti uyarıyoruz demeyin sakın, tam kırk yıl var uyarmakla başlayıp saydırıyorsunuz her gün.
Sonuç onlar hükümet ve siz de seçmen bireyler