De ki ;
           Tuzu tanımış,taşa kazınmış
           Hükümdür hüzün
           Ve açılır saklısında beklemiş
            Kalbimin yüzün
İçi söylemiyorsa insanın dışına vuran gürültüdür yalandır.
Ne söyler içi taşın diye sorduğumda içime, kum der tuz ve sabır aşk ve su kaya belki toz.
İçi konuşunca ağacın rüzgar dersiniz adına ya da çiçek dal yaprak ve dahi bilinmezliğin gizini taşıyan bin yıllardan getirmiş yarınlara taşıyan çekirdek.
Tohum.     

              De ki ;
             Yüzüm
              Ayaçmaz gecelerde
              Yaktığıateşdağları
              Aşmış
              Atın

Nedir içi kişinin.
Dışı her hangi şeydir de içi nedir.
Nerden bakarsan bak her hangi şey her hangi şeydir, memurdur misal ya çiftçi hayvancı marangoz veya, niye öğretmen olmasın mimar mühendis makinist berber / kuaför.
Öğrencinin içi öğrenci değilse memur adayıdır.
Öğretmenin içi öğrenci değilse memurdur, müdürün içi dışı müdürdür de bilmece sorar memura müdür müdür müdür diye, ol nedenle işler berbat.

           Durdedi

          Ağlama

         Kuşları almadan yedeğine

         Dağları inme

 İçi yok, ya da derin değildir sanılsa da içi vardır her bir şeyin, hele de insanın içi vardır, nedir ki içini unutmayı tercih eder oldu insanlar hele de ‘ birey ’ kavramını matah bir şey sanıp insanlıktan bireyliğe devrildikten sonra.
İnsanın iç dünyası ile dışardaki dünya arasında bir kapışma yoksa ı ıhh o işten sadece memur çıkar ki memur kavramı da orijinal lisanında mecbur demektir, mecburiyet tahtında yapılan her şey de kaçınılmaz bir şekilde yasak savma babındadır ya da amiri otoriteyi memnun etme babında.
İçinize dönün orda bin yıllık geçmişiniz var

    Durdedi

    Gülme

    Kirazı almadan dudağına

    Baharı açma

    Durdedi

    Söyleme

    Sevdayı almadan suyundan