İlkokul yıllarımda öğrenim deyince ilkokulla başlayan ve lise ile ile son bulan bir öğrenim süresi aklıma gelirdi...Sadece Lise üstü iki yıllık Kıbrıs İlkokullarına öğretmen yetiştiren Rum, Türk ve diğer Kıbrıs lise mezunlarını sınavla kabul eden bir yüksek öğretim kuruluşu vardı.
Lise veya herhangi Kolej mezunlarının İngiliz Somürge yönetiminin postahane,Maliye,Vergi,liman gibi Devlet Dairelerine tayin olma hakları vardı.Bu dairelere Rum veya Türkler sınav başarısı ile atanabilirlerdi.Özellikke devlet dairelerine memur olarak tayin olmak isteyen gençle
Orta öğrenim sıralarında bu amaç için hedeflenirler...Ingiliz hükumetinin Kıbrıs Sertifikası (cyprus certificate of education)ismi ile bilinen sınavlarda başarı gerekteririyordu.
Çeşitli dersleri içeriyordu sınav..Başta lisan dersleri:Englh Lower,English higher,Turkish Lower,Túrkish higher,Greek Lower,Greek Higher v.b.Her daire münhal ilan ederken Başvuruda bulunucak orta öğretim mezunlarından hangi sınavları hangi derecelerde istediklerini açıklarlar ve  vaşvuruda bulunanlar mülakata davet edilirdi.
Ben sadece Enğlısh Lowere ilgi göstermiştim.Lise 1 de ... Bu sınava hazırlanmış ve başarmıştım.Ta ortaögretimden itibaren yüksek öğrenime hedeflendiğim için başka da bu sınıvlara katılmadım...
Niyetimi büyük oranda belirlemiştim.Feksefe öğretmeni olmak istiyordum.Dahası nezun olduğum Namık Kemal Lisesine tayin olmayı hayal erdiyordum...Üç yıllık lise öğrenimim süresince de Mağusalı halka ve Mağusa yaşamına adamakkıllı adapte olmuştum.Doğduğum
Limasolu özlememe karşın...Hatta Namık Kemal  Lisesinde görevde bulunan Feksefe hicam Necati Malkoçoğlu emekliye ayrılarak bir felsefe öğretmenliği münhali oluşacaktı Namık Kemalde. Bu da beni heveslendirecekti, fakülte sonda iken. Zaten Felsefe hocam sınıflarına beni takdime,hatta tavsiyeye başlamıştı bile.Bu haberi aldıktan sonra bayağı heyecanım kabarıyordu.Ders çalışma motivasyonumu da artırıyordu ayni zamanda duyduklarım...

YÜKSEK ÖĞRENİMİM ANKARADA SÜRECEKTİ
Anılarımdan söz ederken Ankara'da yaşayan ve Türkiye Milli Egitim Bakanlığı Talim Terbiye Dairesi Üyeliginde görev yapan büyuk teyzem oğlu Hüseyin Yıldırım adında bir ağabeyim olduğunu söylemişti. Başka akrabakarı da  olmasına karşın bana daha yakın görünüyordu. Zzten bölüm seçmem esnasında bana bir nevi rehberlik etmiş ve kararsızlıktan kurtularak Feksefe öğreniminde kesin karar vermiştim...
Belirtmiş olduğum gibi hayallerim de bu kararımı desteklemişti. Ben yüksek öğrenim amacıyla Ankaraya ulaştıgımda ağabeyim tatilde Kıbrısta idi...
Hali vakti iyi olan devre arkadaşlarım Kıbrıstan direk Ankara veya öğrenimlerini yapacakları İzmir gibi başka  illere direk gidebilirkerdi.Öğrenimimi Ankarada yayapacaktim.Ana ucakla durek Ankaraya uçmaj benim için pahalıya gekeceğinden önce Adananata uçmam sinra da kara yolu ile Anjaraya ulaşnam gerekiyordu. Ayni düşüncede olan ve sonradan yakınkaşacağım bazı devre arkadaşlarımla,önce uçakla Adana' ya uçmayı bir gece ucuz bir otelde konakladıktan sonra yine kömür yakıtı ile çalışan daha ucuza gelen kara trenle Ankaraya varmayı Varnayi önceden planlamıştık.Tren biletlerimizi de önceden tedarik dtmistik.
Planladığimız gibi yürumüştü her şey.Gerek uçakla,gerekse trenle seyehat biz Kıbrıslıların çoğu için için yenilikti ve bunun heyecanını seyehatimiz süresince yaşayacaktık.
Önce uçak yolculuğumuzun bitiminde gerekli işlemlerin yapılmasından sonra uçak alaninda bekleyişte olan at arabakarına valizlerimizle burlikte paylaşıldık.Oralarda birileri bize Konak Hoteli tavsiye ve telkin etti.Zaten bildiğimiz  başka da bir otel yoktu... At arabasından Türkiyede ilk kez tanıyacağımız Adanayı merakla seyrederek Konak Hotele vardık. Vakit de gece olmuştu... Ve otele yerleşmeys yöneldik.