EVE ÇIKMIŞTIK
Müstakil konutlarda kalan öğrenci arkadaşlara  nedense özenti ile bakılıyordu.Sanki daha bağımsız,daha sakin ve daha mutluydular.Benle birlikte samimi olduğumuz üç arkadaşım maddi imkanlarımıza uygun bir apartman dairesi aramaya karar verdik..Basit ve ucuz eşyalar satın alarak tutacağımız daireyi döşeyecektik...Fakülte 3. sınıfında maddi durumum daha iyi olmuştu.Hem yaz tatillerinde maddi birikimim olmuştu...Hem de İngilizce özel dersler veriyordum...Ve KıbrısTürk Kültür Derneğinden burs alıyordum ilaveten. Fakülte üç ,en rahat geçirdiğim bir ders yılım olmuştu...
Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesine çok yakın bir bölgede Sıhhiyeye çok yakın,bodrum katta bir daire kiralamıştık... O yılı o evde  yaşayarak geçirdik..Önemli bir şikayetimiz olmadı,oturduğumuz evle ilgili...Komşular iyi insanlardı..Aslında  Fakültemizin de en kolay geçecek yılı idi.Dersler vardı  ,ancak 4.sınıf  sonunda idi final sınavları.O yıl .. bölüm seçtik...Ben İnsan Bilimlerinden sosyoloji,psikoloji ve pedagojiyi seçtim.Yardımcı ders olarak Ankara Tıptan Psikiyatri ve Ziraat Fakültesinden Ekonomiyi seçmiştim... Derslere girip çıkıyorduk...Yardımcı derslerden iki yıllık staj sonucunda sınava girip sertifika alacaktık.Esas derslerimizden ise 4.sınıfın sonunda bitirmelere girip mezun olacaktık.

TEZ ÇALIŞMALARIM
Ayrıca bir de Bitirme tezimizin onayı gerekiyordu.Ve tezimi Sosyolojiden almıstım.Tez konum: DEMOKRATİK VE TOTALİTER REJİMLERDE SİYASİ PARTİ MESELESİ idi.... Özetle Fakülte 3, sınavsız,sorunsuz geçti.Sürekli tezim için Kütüphanelerden kaynaklar araştırırdım.Ara ara Sosyoloji profesörümle bir araya gelir çalışmalarımı birlikte gözden geçirir tavsiyelerini alırdım...Tezimle ilgili kitaplar önerir ve o kitapları okumamı sağlardı.Hatta eski yazıyı(arap alfabesi) öğrenmemi istemişti.Ve bir haftada eski yazıyı sökmüştüm.Bir gün ona eski yazıyı öğrenmemin nedenini sordum.Bak oğlum dedi bizim kültürümüzün evveliyatı eski yazıya dayanır.Onun için öğrenmek gereklidir .. Ben tezimi harıl harıl yazıyordum.Kırk beş daktilo sayfasını bulmuştum.Bir gün yazdıklarımı hocama okudum.Gel bu konuyu bir seminer düzenleyerek öğrencilerin tartışmalarına sunalım dedi.Memnun oldum.Ve sınıfta tezimi tartışmaya sundum.Hocam o kadar beğendi ki tartışmalara fazla müsade etmedi.Sonra beni odasına çağırdı ve beğendiğini söyledi.Ama odasından çıkarken bana şunu söyledi.Bir de Winston Churchil'in hatıralarını da oku ve ona göre tezini onaylayacağım dedi.Üstümden sanki ağır bir yükü atmış kadar hafiflemiştim...
Zaten bir şeyi net öğrenmiştim...Felsefe demek kitap okumak ve düşünmek demektir.Bu yüzden hocamı yadırgamazdım. Okumam gereken her şeyi bana okutmak isterdi.... Bu durumda son sınıfta sadece bitirme sınavlarına hazırlanacaktım.
Bitirme sınavları ile yardımcı ders sınavları 4. sınıf,Ögretim yılının nihayetinde olacaktı ve başardığımız takdirde Üniversiteden mezun olacaktım. 1959-60 öğretim yılı sona eriyor  böylece Fakülteden mezun olmak için bir yılım kalacaktı..
LİMASOLDA KURULAN DERNEĞE MAAŞLI SEKRETER OLDUM
Rum ve Türk çarşılarında geçişler yasaklanmıştı....Esnaf satacak mal bulamıyordu.Özellikle Türk tüccarlar ithalat yapamıyorlardı.Acentlikler Rumların inhisarındaydı.Rum tüccarlarından Türk çarşısına kaçak mallar taşıyan bir sınıf türemişti.Ve bu mallar Türk çarşısında ateş pahası satılıyordu.Halk fakirleşmekte,buna mukabil kaçakçılıtan yeni zenginler türemekte idi...Kızılay yardımları bir dereceye kadar yoksullaşan kesimlere derman oluyordu... Ama sadece gıda ihtiyaçlarına yönelikti...Kaçak mallar çok pahalıydı.
İngiltere 'de kimyagerlik öğrenimi yapıp Limasola yerleşen Vecdet Oktekin adlı genç, hiç olmazsa bir ihtiyacı gidermek amacıyla evinde bir oda tahsis ederek Parlakol adını verdiği diş macunu imal edip çarşıya sundu.Parlakol hem ucuzdu hem de emsali Rumlardan kaçak gelen Kolinos marka kalitesine yakındı...Ama bu sadece bir ihtiyaç maddesi idi... Daha çok miktarda ihtiyaç maddeleri vardı.Özetle halk da esnaf da perişandı.İşte bu koşulları gözleyip değerlendiren Vecdet Oktekin bey esnaf sınıfından olan Limasolluları topladı..Bu toplantı bir genel kurul mahiyetinde idi.Çok iyi arkadaşım olan Vecdet Oktekin bey beni de toplantının sekreteri yaptı.Amaç, esnafın sorunlarına çare bulmaktı.Toplantı seçimle sonlandı.Vecdet bey rakipsiz başkan seçildi.Ben de genel kurul kararı ile yeni kurulan Esnaf ve Sanatkarlar Derneğinin ödenekli sekreterliğine getirildim. Ve tatilim süresince söz konusu derneğin sekreterlik görevini
KIBRIS CUMHURİYETİNİN KURULUŞU
Toplumlar arası görüşmeler yapılıyor ama ağır aksak ..... ilerleme olmuyordu.Büyük devletler başta Amerika,Rusya, İngiltere,Fransa v.s olası bir çözüm için Üniter devlette kararlıydı.Haliyle Birleşmiş Milletler de bu çözümle ilgili kararlar alıyorlardı...Türkiye ile Yunanistan'a da telkinlerde bulunuyorlardı..Sonuçta BM de söz hakkı,karar hakkı olan Devletlerin istediği olacaktı.11 Şubat Zürih ve Londra ankaşmalarıyla kurulacak olan Kıbrıs Cumhuriyetinin temel yapısı belirlenip imzalanacak 16 Ağustos 1960 da Kıbrıs Cumhuriyeti resmen kurulacaktı. Cumhurbaşkanı Rum,Yardımcısı ise Türk olacaktı.Parlemento ve Bakanlar Kurulunda nüfus oranlarına göre temsiliyet olacaktı...Sağlık,Tarım ve Doğal Kaynaklar,Dış İşleri olmak üzere üç bakan Türk,diğer yedi bakan Rum olacaktı..
Cumhurbaşkanı muavinin sadece bir kez veto hakkı olacaktı.Tabii henüz gerçekleşen bir şey yoktu.Ama bu esaslar temelinde görüşmeler devam ediyordu. Amaç barışın gerçekleşmesiydi.Böyle bir planın ne dereceye kadar uzun ömürlü bir barışı sağlayıp saglamıyacağı kamu oyunda tartışılıyordu.Tabii güvenlik en önemli husus idi... Bu plana göre 650 Türk askeri ile 950 Yunan askeri Kıbrıs adasında bulunacak ve Kıbrıs Cumhuriyetinin dış güvenliğinden sorumlu olacaktı..Bu dış güçlerin ve BM nin empoze ettikleri çözümdü.ENOSİS de TAKSİM de yasaklanacaktı...
Rumlar Cumhuriyetten memnun değillerdi.Nitekim sürekli engeller cıkarıyorlardı.Amaçları Kıbrıs çoğunluğunun yani Rumların istedikleri ,çoğunluğun egemen olacağı bir çözümdü. Self determinasyona gitmek ve Türklere azınlık hakları tanıyan bir rejim kurmak.Adı ENOSİS de olabilir,başka da.Bunun için ,daha anlaşmanın mürekkebi kurumadan Makarios on üç maddelik Anayasa değişiklik önerisini ortaya attı .Dr.Küçük veto etti.Halbuki Türklere verilen veto hakkına da karşı çıkmıstı Makarios.Zoraki kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti rumların 21 Aralıkta başlattıkları kanlı noel saldırıları  ile, çökmüş oldu.
İşte Fakülte 3 sıralarında Esnaf ve Sanatkarlar Derneği sekreterlerliği dışında başka bir iş yapmadım Mad!di durumum eskiye göre daha iyi idi.Kurtarıcı bir burgsum vardı artık.KıbrısTürk Kültür Derneğine minnettarım... Ankara'da İngilizce ders vereceğim öğrencilerim vardı ayrıca. Sadece son senemde sıkıntı yaşamamam için benim büyüğüm Ağabeyim ve ablamın rahmetli eşi eniştemden bir miktar borç almıştım . Öğretmenliğimin ilk maaşı ile borçlarımı ödeyecektim.... Öte yandan uzunca bir tedaviden sonra ağır bir yanık geçiren ağabeyim sağlığına kavuşmuş ve berberlik,tuhafiyecilikle ilgili dükkan çalıştırıyordu.

GENÇLİK TEŞKİLATI VE MÜSAMEREMİZ
Kayda değer bu anımdan söz etmeden geçemiyeceğim... O zamanlar Kıbrıs Türk Toplumu malum, ekonomik bir çöküntü içinde idi .Kaçak alışverişler almış yürümüştü. Türkiye'den adamıza gelen daha çok hitabet yeteneği güçlü Celal Hordan Başkanlığında bir Gençlik Teşkilatı kurulacak. Ve Limasolda  bazı üniversite öğrencileri koro, ardından iki tiyotro oynayarak,Teşkilata maddi katkıda bulunacaktı."Bir İlan Hatası" komedisinde ben de rol almıştım.Mahcup rolünü  oynamıştım.Çarşı meydanlı,külhanbeyi rolünü de Limasol olaylarında şehit düşmüş ve sonradan adına bir ilkokul yapılan ve okula ismi verilen Hasan Cafer rol almıştı.Bir de "Tersine Dönen Şemsiyeyi"sahneye koymuştuk.Hem Limasol'da hem de bazı köylerde faaliyetimizi halka sunmuştuk.
İyi amaçlarla kurulmuş olan bu teşkilat ne yazık ki iyi yönetilmediği için fiyaskoyla sonuçlanmıştı.
(DEVAM EDECEK)