İlkokul binası bulunduğum evimden oldukça uzaktı...
Ancak o zamanlar, ki ben o zamanlara fakirliğin kol gezdiği
yıllar olarak bakmaktayım...Taşımacılık da pek gelişmemişti...İnsanlar,özellikle daha fazla erkekler ,çok
fazla bisiklet kullanıyorlardı.Diyebilirim ki her evin en az bir bisikleti vardı.
Ama henüz çocuk yaştakiler için bisiklet lüks sayılırdı...Daha ileriki yıllarda çocuk yaştakiler için üç tekerlekli bisikletler piyasaya çıkacaktı.Ama daha çok zengin çocukları böyle bir oyuncaktan yararlanabilecekti...Kuşkusuz daha da ileriki yıllarda her kesimden insanlar bu oyuncaktan ,
çocuklarını yararlandırabilecek ekonomik seviyeye geleceklerdi....
Şahsen ben okuluma yaya gitmekten çok zevk alıyordum..
Oyun gibi geliyordu bana okula yaya gidip,okul bitiminde
evime dönmek ...
O zamanlar Kıbrısın iklimi de daha farklı idi sanki...Tipik Akdekniz iklimimyaşaniyordu sanki o zamanlar...
Kışlar kış,ilk baharlar sanki şimdikinden daha uzun süreli,
Yazlar şimdiki gibi sıcak,son bahar da son bahar gibi
sevimli ve okullar açılırken çok heyecan vericiydi...
Oldum olası sonbaharları çok sevmiştim ben..Hele yaz tatilinin sona erişi ile başlayan okul açılış heyecanı ile yaşantımı hala daha zevkle anımsarım.Halen bile şimdiki halimle az da olsa aynı heyecanı yaşamaktayım.Belki de gelecekte öğretmenlik mesleğimi ,yaşamış olduğum bu duygularımdan dolayı seçmiş olacaktım.Okul yaşamım bir. Tutkumdu sanki.Okul denilen binayı evim gibi düşünüyordum.Hatta zaman zaman okulumu evimden daha çok sever ve özlerdim...
Ben ilkokuldayken kış ayları oldukça yağışlı geçiyordu.
Bozuk asfaltlı okula giden yol kenarlarında gölekler
oluşuyordu.Bu koşullarda evden okula gidiş daha fazla
haz verici olurdu benim için.Çünkü yağışlı havalarda diz boyu lastik çizme giyerdik.Yağmurla oluşan göletlerde zıplamak
çok eylenceli bir olaydı.Ve bu zıplayışlardan inanılmaz
zevk duymakta idim.Eskinin yağışlı kışlarını hala özlerim.
İlkokul döneminde aşırı çalışkan değildim...Ama okul karnelerim hep pek iyi geliyor ve ailem bundan gurur duyuyordu...Ufak ufak da bu nedenle ödüllendirildiğimi düşünüyordum...Örneğin annemin yaptığı leziz yılbaşı pastasinınin yarim şilinliklikmödüllü kısmıni hep benim tabağıma koyardı...
Bence özelliğim dersleri çabuk kavrayıp çabuk öğrenmekti benim.Bu nedenle derslerimi hep ders esnasında
öğreniyordum.Buna karşılık oyun oynamayı çok sever ve
oyunlar için çok zaman harcamakta idim...Arkadaşlik tutkumdu.Ama zaman zaman yalınızlığa çekilmeyi de seviyordum...Futbol oyunu,
Futbol oyunu ile atletizmi çok sever ve bu alanlarda arkadaşlarımla yarışmayamkatilırdim.Uzun atlamada
yarışır ve başarı sağlardım.
Okulumuzun bir futbol topu bile yoktu...Çünkü o zamanlar okullar yeterince spora önem vermiyorlardı.Zaten top bizim için pahalı bir oyun aracı idi.Zengince bir arkadaşımızın bir
topu vardı.O da istediklerini istediği gibi ve istediği kadar
oynatırdı.Kaptan da kendisi idi,hakem de ,antrenör de...
Bu durumdan hiçbir arkadaşım hoşnut değildi...Beni de bu durum içten içe üzüyordu.Bu duruma bir çare aramaya koyuldum.Ve buldum da.Bir fırsatını bularak irice lastik topların fiyatını öğrendim.Haliyle benim maddi gücüm böyle bir topu satın almama elverişli değildi.Ama arkadaşlarımı ikna edip, para toplayarak bu amacımızı gerçekleştirebilirdim.
Zaman kaybetmeden arkadaşlarıma bu görüşümü aktardım.
Onların da bu sorundan dolayı üzülmekte olduğunu
biliyordum.Hepsi kabul etti ve çarçabuk topun fiyatı kadar parayı toplayıp topumuzu aldım.Artık arkadaşlarımın da
onayı ile topun sahibi de,kaptanı da ben olacaktım.Fakat
top hepimizin topu gibi kullanılacak ve her arkadaş eşit olarak topumuzdan yararlanacaktı...Topla ilgili birlikteliğimiz
uzun zaman sürdü.Bütün arkadaşlarım nerdeyse eşit olarak
hepimizin sahibi olduğu toptan yararlanmakta idi...Ta ki
gün gele oyun esnasında uzun süre bizi mutlu eden topumuz
bir kaza sonucunda param parça olana kadar...
Yerine başka bir top satın almayı düşünmedik...
Zaten artık ilk okulun son sınıfında idik.Ve orta okula geçiş yapmak için "DUHUL SINAVLARI" na hazırlanmamız
gerekiyordu.Bazı yetenekli futbolcu arkadaşlarımız ise
Limasol spor kulüplerinin antremanlarına başlamıştı...
Aramızdan İyi oyuncular da spor kulüplerinde çok başarılı olmuşlardı..
Anılarımdan Notlar 4
Teoman Ersöz
Yorumlar