EOKA terörü Türk insanını da karşısına almıştı.O devirde Leymosun,Baf,Lefkoşa v.b yerleşim yerlerinde EOKA adına Türk sivil insanları da öldürülüyordu.Tabii doğal olarak Türk insanları da direnme mecburiyetinde kalmışlardı.
Bu şehitlerden biri de Limasolda berber dükkanı Rum tarafında olan babam Ahmet İbrahimdi.Kendisine Sarandaki lakabı verilmisti Rum komuşularınca.Halen Ahmet İbrahim Sarandağı olarak Şehit ve malül
Gaziler derneğinde kayıtlıdır.Evvelinden ve arkasından başka şehitlerimiz de olmuştur.Haliyle. Rum EOKA ve TMT adına iki halk arasında öç alma gibi vahim olaylar başlamıştı.Ve babamın şehit edildiği tarih 1 Temmuz 1958 dir aslında.Şehitler albümünde sehven bu tarih 31 Haziran olarak,kaydedilmiştir. Düzeltilmesi için ailem adına başvuruda bulundum.Bu vesile ile bu tarihi hatayı belirtmekte yarar görüyorum.
Babam öldürüldüğünde ne yazık ki genç sayılırdı.42 yaşında idi.Ve tek geçim kaynağımız da ailece rahmetli babamdı.
Bilahare ne kadar zor yaşamaya mecbur kaldığımız ortadadır.Bu noktada Ankara Yeniçağ Kıbrıs Türk Kültür Derneği de bana burs vermeye başladı.Minnet borcumu vefa bilirim.Yüksek Tahsilimi Ankra'da yaparken öğrencilere ingilizce dersi vermek suretiyle çalışarak tamamladım ve Dil ve Tarih Coğrafya Üniversitesi Felsefe Bölümünden 1960-61 döneminde mezun olup 1961 Eylülünde Mağusa Namık Kemal Lisesinde öğretmenlik görevime başlamıştım.
Bu dönemde üniversite öğrencisi iken de yaz tatillerinde boş durmadım.
Bir yandan öğrenim masraflarımı karşılamak için çalıştım.Bu kapsamda
İngilizce ve Rumca bildiğim için İngiliz sömürge polisinde telefon operatörlüğü yaptım.Hayli yorucu bir görev yaptığımı hatırlarım.
Benim kuşakta Limasol'da üniversite dönem arkadaşlarım vardı.En başta anımsadıgım arkadaşlarım rahmetli Dr.Şefik ve veteriner Hasan Cafer,Dr.Çetin Güvener,Dt.Sait Güven,Rahmetli Behçet Özsoy ve dahası.O zamanlar Lefkoşa'da Gençlik Teşkilatı ismiyle bir dernek kurulmuştu.Ömrü uzun olmadı ama bu teşkilatın Limasol şubesinde bizim kuşak arkadaşlarımla birlikte bazı kültürel etkinliklerde bulunmuştuk.Aldığımız bir kararla İki tiyatro eseri sahneye koymuş ve halkımızın moralini takviye ve ulusal direnişimizi diri
tutmak maksadıyla TERSİNE DÖNEN ŞEMSİYE ve BİR İLAN HATASI eserlerini oynadık.Ben Bir İlan Hatası komedisinde Mahcup rolünü oynamıştım.Rahmetli Hasan Cafer arkadaşım eserin külhanbeyi karakterini canlandırmıstı.Nurlarda uysun.Önemli şehitlerimizdendir.Özellikle Mesarya köylerinde de tekrarını oynamıştık bu tiyatroların.Ayrıca koro ve danslar da içeriyordu Anımsadığımca
Çok eylendirmişti müsameremiz köylü yurttaşlarımızı....Elde ettiğimiz küçük hasılatla da Gençlik Teşkilatına bir katkımız olmuştu.Ama asıl amaç halkımızın moraline katkıda bulunmaktı o zaman. Ve bunu başardığımıza inanıyorum.
Dilerim bu gayret ve cabalarımız ulusal direnişimiz açısından anılmaya değer bir detaydır.