Cenevre’den ne çıkacak.
Her ne çıkarsa çıksın olumlu olacak ve fakat bizim Kıbrıs Türk halkının  birincil sorunu Cenevre’den ne çıkacağı değil kendi güncel işlerimizi hakkıyla yaparak yarına giden yolu inşa etmeye çalışmak.
Nedir işlerimiz diye sorulacaksa, öncelikle okulun ve öğrenciliğin ne olduğu üzerine kafa yorarak bir sonuca varmak ve şu kadar oy aldı diye okulu ve öğrenciliği kendi keyfine göre belirleyemeyeceğini bütün seçilmişlere anlatabilmek olmalıdır.
Demagojilere de hiç tevessül etmesin kimse öğrenci okulda olduğu sürece, benim senin onun obürünün dindarın dincinin laikin kızı oğlu değil öğrencidir ve okulun öğrenci olmanın kurallarına uymak zorundadır.
Evet öğrencilik ve elbette öğretmenlikte gönüllü zorunllukların önemli aşamasıdır.
Öğrenciler ve öğretmenler günlerini keyiflerince yaşayamazlar gönüllü olarak uymaları gereken kurallar vardır, kıyafet ve davranışlar insanlaşma sürecinde aşama kaydedecekleri şekilde olmalıdır.
Biyoloji kimya fizik öğrenimi eğitimi gören genç insanlara evrim teorisi bir yalandan ibarettir aslolan yaratılış teorisidir denmemelidir hiç bir koşulda ve hiç bir yerde.
Kadınların ( Havva ANAnın Adem babanın kaburga kemiğinden yaratıldığı söylemi ile kızları kadınları en başından ikinci hatta üçüncü sınıf yaratık olarak lanse etmek 2025 yılında affedilemez bir yanlıştır ayıptır ( ve zaten Adem’in de çamurdan kalıplandığını söylemek de bir başka tuhaflıktır )
Okullarımız ve eğitimimiz en birinci işimizdir.
Deprem olalı iki yılı geçti ve ne yazıktır ki hükümet okulları ne yeniledi ne de güçlendirdi.
Kıbrıs Türk halkının hiç bir zorlama olmadan Atatürk devrimlerine uyum gösterdiğini her bayram her bayram tekrarlayan bakanların kız çocukların saçlarında günah bulması ve saçların görünmesini engellemesi hem komiktir hem de hazin