Pazar yerinde kendisi ile sohbet edilen, yaşlı bir kadının ağzından dökülen ve sonradan düşündükçe doğru diyebileceğim bir kaç cümleyi sanırım kolay kolay unutmayacağım.
Tarım ürünlerinde her gün hatta bazan günde bir kaç kez artan fiyatlar adeta çıldırtmıştı kadını.
Ve şöyle haykırmiştı ağzına tutulan mikrofona., "Keşke cebimizde üç beş kuruşumuz olacağına şu kadarcık bir toprağımız olsaydı.
O zaman aç ve muhtaç kalmazdık belki de elaleme." Sanırım her insanı düşündürmeli bu söylem. Bir an "insanlık tarihi" bir film şeridi gibi  geçti gözlerimin önünden.
Vahşilikten nasıl yol aldı insan günümüz uygarlığına. Evet uygarlığa doğru her attığımız adımla daha uygar oldu insan. Ama daha insan oldu mu acaba, bu serüvenin sonunda.
Sahip olduğumuz insani değerler de aynı oranda artmakta mıdır. Buna xvııı.asrın düşünürü j.jack Russo , bu soruya cevap vermişti bir yapıtında.
Uygarlık anlamında ifade ettiği Bilim ve sanatlar feodalizmin  yıkımından sonra gelişmiştir.
Teknolojik atılımlar da ayak uydurmuştu bu gelişimelere. Fakat insanı insan yapan manevi değerler, ne yazık ki maddi değerlerin ön plana çıkmasıyla önem ve yaptırım güçlerini kaybetmişler.
O halde ulaşılan gelişim ne yazık ki  tek yanlı olmuştur. İnsanı insan yapan,sevgi ve saygı değerlerini yaşatan değerler büyük ölçüde toprağa dayalı sosyal, ekonomik düzende, özetle feodal toplum yapısında oluşmuştu büyük ölçüde.
Çok önemli bir buluş olan buhar gücü makineleri çalıştırmaya başlayınca sanayinin kurulmasıyla teknoloji insana refah yanında mutluluğu vadediyordu.
Gerçektir... sanayileşme insana biraz refah getirdi  Fakat karşılığında mutluluk getirmedi.
Hatta refah peşinde olan mutsuzları yaşamaya yüz tutmuş insan topluluklarını üretmeye başlamıştı sanayi çağı. 
Ayni zamanda bir sosyolog olan Filozof RUSSO Karl MARX'tan da önce kapitalist düzenin kötü gidişatını tesbit etmişti.
Çünkü gidişat RUSSO'nun sosyolojik öngörülerini haklı çıkarmakta idi. Marx ise, daha da ileriye giderek kapitalizmin akibetinin bir komünist ihtilali ile sonuçlanacağını tahmin ediyordu.
Ancak gelişen demokrasi böyle bir tehlikeye engel olmuştu.... Evet kapitalist düzen bir ihtilalle sonuçlanmadı. Ama kapitalizmin mutluluğu getirdiğine dair bir oluşum da olmadığı aşikardır.
Hatta insanı mutsuz eden savaşlara bile  engel olamamıştır günümüzün uygarlığı. Demek ki mutluluk yolunda daha çok emek sarfetmelidir insanoğlu.
Ve pazar yerindeki kadın özlemini anımsatırken haksız değil: "KEŞKE CEBİMDE ÜÇ BEŞ KURUŞUM OLACAĞINA ŞU KADARCIK BİR TOPRAĞIM OLSAYDI."