İki farklı insan iken, sevgililer, aşık olduklarında birbirlerine, artık tek olduk derler ya çoğu kez birbirlerine, kanımca, aşkın esrarengüz gücünü vurgulamaktadır bu sav....
Belki duygu dünyasında geçerli, bilim ve mantık için ise, sadece bir abartı...
İkı ayrıcalıklı kişilik ne kadar benzeseler de birbirlerine,  duygu ve düşüncelerde... olsa da yakınlıkları ve benzeyenleri, bir olmak yaratılışın gerçeğine aykırı....
Doğada her birey farklı yaratmıştır, birbirlerinden... Aynı olmaz tek yumurtadan oluşan bireyler bile....
Ne kadar benzeseler de birbirlerine. Farklı isimlerle anılırlar ve farklı çağrılırlar onlar.
Kişiliklerinden kaynakl farkları var... Zeka düzeyleri, çok yakın olsa bile, ayni olamazlar.
Ne kadar da aşkın birleştirici gücü inkar edilemez de, farklılıklar zorunludur, doğa kurallarınca.
Örneğin eşitlik ne vardır ne de doğaldır... Cisimler ne kadar benzeseler de birbirlerine, mutlak anlamda eşit değiller.
Aklın mükemmelerindendir eşitlik. İyılik,güzellik,doğruluk gibi. O halde bireysel farklılılkların anlamı ne ?
Bir çok bilgeler de bu farklılığı farkettiler öncelerden: Goethe bir özdeyişinde, İnsanları fikirler ayırır. Duygular birleştirir demişti. 
Ünlü ozanımız Neyzen Tevfik "fikirler bir olsa,kurtlar kuzular, birlikte gezer"dememişmiydi Ama dialektik düşünce  girdiğinde devreye bazı önemli  doğrulukları üretmektedir tezatlar...
Ve bu konuda bir fikir gelir akla, Farklı duygu ve düşünceler değil mi hoşgörüyü insana kazandıran.
Demek oluyor ki insan yaşamında, birleştirici duyumlar ayrıştırıcılardan doğar....
Değilmi ki sayesinde hoşgörünün barışa donüşür rekabetler,çatışmalar  kavgalar...
Yoksa hoşgörü olmasa dünyada huzur kalmaz. Toplumsal düzen de birlik ve beraberlik de....
Barış ve huzurun en önemli koruyucusudur
Hoşgörü... Eğitimin en başta gelen hedefidir hoşgörü...