M.Ö 600 yıllarında yaşamıştı büyük masal anlatıcısı Ezop.
Aslında Kralın baş aşçılığı idi görevi Ezop'un.
Ben ilkokul çağında okutulan bir metinden hatırlarım Ezop masalcısını.
Metinde hayatında fil görmemiş insanların gözlerini bağlayarak bir deneme yapıldığı anlatılmakta idi. 
Bir file temas ederek filin ne olduğunu anlatmalarını istemişler deneklerden...
Bu mu gelmiş eline... Fil bir hortumdur demiş, hemenden. Bir diğerinin filin kulağı geçmiş eline ve cevap vermiş ardından:
Fil bir yorgandır demiş büyük bir güvenle.
Malum dokunma hissi duyu organlarımızın sadece bir tanesidir.
Demek ki masalcı Ezop, sadece dokunma hissi ile edinilen bilgilerin yanıltıcı olduğunu anlatmış olabilir bu masalla...
Ezop hayvan türlerini kullanmış masalarında. Ve birçok fabılları gelmiş günümüze kadar. Kimi hayvanın özelliklerini insanın iyi ve takdire şayan vasıflarına atfetmis. Kimi hayvan türlerini de insanın kötü özelliklerini anlatmak için kullanmış.
Bazı eserleri arasında örneğin, Karga ile Tilki... Veya Kurt ile Kuzu gibi masal isimleri kullanmıştı Ezop...
Günümüz koşullarında Ezop diye bir masalcı yaşasaydı eğer en çok kurtlarla kuzuları anlatabilirdi ballandıra ballandıra... Çünkü dünyanın nerdeyse her yerinde kurtlarla kuzular didişip savaşırlar mütemadiyen.
Bu amansız savaşta ne kurtlar kurtluklarindan vazgeçerler,ne de kuzular kurtlara yem olmamayı başarabilirler.
Fakat nice Ezoplar yaşayarak her devirde kurtlarla kuzuların trajedisini anlatacaklar ibret olması niyetiyle.
Bir yaşam kuralıysa eğer bu kavgalar kolayca değişmeyecek...
Her zaman kurt denilen canavarlar kuzularla beslenmekten vazgeçmeyecekler...