İsmail BOZKURT
“Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisi sezon finali yaptı. Ne yazık ki sezon finali de, önceki bölümler gibi, saçmalıklar, çarpıtmalar, tarih ve coğrafya gerçekleri ile bağdaşmayan hususlar içeriyor. Oysa Kıbrıs Türkleri, 1878’den beri bu Ada’da Varoluş Savaşımı veriyor ve bu süreçte 1963 – 1974 arasında, sözcüğün gerçek anlamıyla efsanevî bir direniş gösterdiler. Özelde Lefkoşa, genelde tüm ada “düşmedi” ve Enosis gerçekleşmedi ise bunun nedeni, Kıbrıs Türk Halkı’nın, -elbette Anavatan Türkiye’nin desteği ile- dizide es geçilen, adı bile geçmeyen TMT’nin önderliğinde, başta mücahidi kadını, erkeği, çocuğu, yaşlısı ile ortaya koyduğu, -sözcüğün gerçek anlamıyla “topyekün efsanevi direniş”tir.
“Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisini yapanların, Kıbrıs Türkleri olarak bu ülkede gerçekleştirdiğimiz bu “efsanevî direniş”in özünü/ruhunu bilmediklerini, anlamadıklarını ya da hem bilmediklerini hem anlamadıklarını gözler önüne serdi. Tersini, yani o efsanevî direnişi bilerek isteyerek çarpıttıklarını düşünmek bile istemiyorum. (Bu konuda bir dostumun, “korkarım ki en ummadığınız neden geçerli” diye yazdığını da söyleyeyim.)
Neyse ki, tarihsel gerçekleri yazanlar var. Değeri dostum Turgay Bülent Göktürk de bunlardan biri! 4 Haziran 2021 günü sosyal medyada yaptığı paylaşımda, bu yöndeki yeni bir kitabının müjdesini verdi: “Kıbrıs tarihi ile ilgili ve uluslararası sempozyumlarda sunulmuş veya dergilerde yayımlanmış yirmi iki makalemin yer aldığı ve Sayın İsmail Bozkurt'un önsöz yazma nezaketinde bulundukları ‘Tarihsel Süreçte Kıbrıs Konulu Makalelerim’ adlı son kitabım yayınlandı. Adı geçen kitap, ücretli olarak piyasada satılmayacak, birkaç ay önce yayımlanan ‘Varoluş Mücadelesinde Mağusa Sancağı’ ve Süheyla Göktürk ile birlikte yayımladığımız ‘Múcahitler Anlatıyor’ adlı kitaplarımızda birlikte öğrencilerin ve konuyla ilgili akademisyenlerin istifadesine sunulmak üzere Türkiye ve KKTC'de bulunan üniversitelere tarafımızdan gönderilecektir.”
Sayın Göktürk’ün değindiği Önsöz’ü de, bu vesileyle kitapla ilgili görüşlerimi ben de paylaşıyorum:
“TARİHSEL SÜREÇTE KIBRIS” İÇİN ÖNSÖZ
“1995’te, Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi’ni kurup başkanlığını yürütürken yaptığım küçük çaplı bir araştırmada bazı çarpıcı sonuçlara varmıştım. 1878 sonrasından araştırmayı yaptığım güne kadar Kıbrıs’ta yazılan yıllık ortalama Türkçe kitap sayısı yaklaşık 10’du. Toplamda (1878-1995 dönemi) binin epeyce altında olan sayı içinde, resmi yayınlarla eskiden risale denilen küçücük kitaplar da vardı.
Buna karşın Ada’da yılda yaklaşık 500 Rumca kitap yayımlanıyordu. Türk dilinde Kıbrıs’la ilgili ciddi yayınların sayısı ancak birkaç elin parmakları kadar, Yunan dilinde yüzlerce, hatta belki de daha fazla idi. İngilizler, adaya sahip olduktan hemen sonra Kıbrıs konusunda kitaplar yayımlamaya başlamışlardı. İtalyan, Fransız ve diğer Avrupa dillerinde de yayımlanan çok sayıda Kıbrıs konulu kitap vardı.
Sözünü ettiğim küçük çaplı araştırmaya göre biz Türkler, Kıbrıs’ı ulusal dava olarak gördüğümüzü söylerken kaleme sarılıp kalıcı bir şeyler yazmıyorduk. Oysaki konunun, Kıbrıs Türkleri özelinde toplumsal bellekle de ilgisi; her çalışmanın, her yayının, her kitabın, bu konuda sıkıntısı, boşluğu olan toplumsal belleği besleme gibi bir işlevi de var.
Günümüzde durumun çok değiştiği, artık çok sayıda yayın yapıldığı gözle görünecek kadar kesin! Yalnız kitap olarak değil, makale olarak dergilerde hatta gazetelerde yayımlanan çok sayıda çalışma var. Bir bilimsel etkinlikte sunulup da kitap olarak yayımlanan ya da yayımlanmayan çalışmalar da çok! Kitaplaşmış ya da kitaplaşmamış yüksek lisans ve doktoralarını da unutmamak gerekir.
Makalelerin kitaplaştırılması gibi bir gelenek yok denecek kadar az! Bizde bunun belirgin bir örneğini, anısı önünde her zaman saygı ile eğildiğim merhum Harid Fedai’de görürüz ve kişi olarak ben bunun ne kadar yararlı/işlevsel olduğunu sıkça görüyorum. Artık onun bir çalışmasına bakmam gerektiği zaman yaptığım tek şey raflardaki ilgili kitabını almaktır. Değerli dostum Turgay Bülent Göktürk’ün, 22 makalesinden oluşan yeni kitabı Tarihsel Süreçte Kıbrıs Konulu Makalelerim adlı kitabını bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Artık onun bu kitapta yer alan çalışmalarından birine ulaşmak için elimi uzatıp raflardan indirmek yeterli olacak!
Sanal dünya böyle bir ortam zaten diyecekler olabilir ama bence öyle değil! Rafta ter alan bir kitap bambaşka bir şey!
Turgay Bülent Göktürk’ün makaleleri, Kıbrıs ve Kıbrıs Türkleri ile ilgili birçok konu içeriyor. Başlıklarından yola çıkılarak düzenlenecek bir kavramlar/sözcükler demeti, makalelerinin içerikleri ile ilgili yeterli fikir verir: “1963 Olayları,” “Rum Ortodoks Kilisesi,” “1974 Katliamları,” “Kıbrıs Türk Milli Kurtuluş Mücadelesi,” “TBMM Ceride Kayıtları,” “Johnson Mektubu,” “27 Mayıs 1960,” “Kıbrıs Milli Arşivi,” “Lozan Konferansı,” “Katliamlar ve Kanlı Noel,” “Girit’ten Kıbrıs’a Göç,” “Türkiye-Romanya İlişkileri” “Kıbrıslı Mülkiyeliler,” “KKTC Anayasası,” “Tarih Eğitimi,” “Enosis,” “1931 İsyanı,” “’jeopolitik unsurlar’ ve ‘politik,’ ‘ekonomik,’ ‘stratejik konular’” gibi!
Turgay Bülent Göktürk dostumu, daha önce yayımlanan eserleri yanında öyle bir eseri de yayın dünyamıza kazandırdığı ve toplumsal belleğimize katkı yaptığı için kutlarken teşekkür de ederim.
Daha nice eserlere Turgay Bey!”