Üzerinden kaç yıl geçti, İbrahim Erkan Manavoğlu ile buluşmamızın...  Sanırım bir yıl ya oldu ya olmadı.  Belki daha da öncesine gitmem gerekecek.
Bir gün bir telefon almıştım...
Karşıdaki kişi bana kendini tanıtmıştı.
“Ben, Erkan Manavoğlu!  Ağabeyim Mehmet Manavoğlu’nun hayatını konu alan bir kitap yazdım.  Rica etsem bana bu kitabın redaksiyonunu yapar mısınız?  Sizin isminizi Deniz Plaza’dan verdiler” deyince, ben de, “Memnuniyetle” demiş ve kendisi ile buluşmuştuk.
Biz yazarların her zaman dayanışma ve yardımlaşma içinde olması gerektiği ilkesinden hareketle bu onurlu görevi kabul etmiştim.  Tabii ki kendisine izah etmem lazımdı içinde bulunduğum durumu...
“Üzerinde çalıştığım önemli bir kitap var, bunu bilmeniz için söylüyorum.  Ama mutlaka sizin kitabını okuyup hem görüşlerimi belirtecek, hem de işarlarımı ifade edeceğim.”
Erkan kardeşim çok mutlu olmuştu bu görevi kabul ettiğim için.  Onun duruşunda bir asalet vardı.  Tıpkı bir İstanbul Beyefendisi gibiydi sanki.  Bir diğer deyişle soyu tükenmiş olanlardan.  Gerçekten böyle bir değerle tanışıp dost olduğum için kendimi şanslı addediyorum.
Eline sağlık...   Kıbrıs Türkü’nün kaderine damgasını vuran, cesur, milliyetperver, kahraman, özverili eğitmen, önemli bir izci ve büyük futbolcu ağabeyi Mehmet Manavoğlu’nun hayatını kitaplaştırmanın yoluna düşüşü.  Ne büyük idealdi Erkan kardeşimin ideali. 
Mehmet Manavoğlu ‘nu (Nam-diğer Kara Mehmet’i) bir kitaba sığdırmak kolay mıydı?  Hiç de kolay değildi.  Ama Erkan Manavoğlu bir vefa borcu olarak bu erdemli çıkışını yapmış ve kitabı müsvette haline getirmişti.
İşte o bağlamda, bu dostluk ve dayanışma sürecinde bu kitabın editörlüğü de bana nasip oldu, naçizane bir ifade ile.  Bu da benim için bir onur verilesidir.
Kitap üzerindeki çalışmam sanırım beş altı ay gibi bir zaman almıştı.  Gerek Erkan kardeşimin didik didik ettiği Kara Mehmet’in hayatı, nihayet şahane bir kitap olarak yayınlandı ve kitap dünyasına girdi.  Bu kitabı okurken bilmediklerinizi öğrenecek, tarihin basamaklarında dolanırken, kendinizden de bazı parçalar bulacaksınız.
Geçen Cuma akşamı Girne’deki Limasol Kültür Evi’nde Erkan Manavoğlu’nun düzenlediği kitap imzalama gününe, pek çok Limasol’lu elit ve entellektüel insanlar katılmıştı.  Erkan kardeşim rica etti, ben de o kitap gününe ADA TV’deki programdan çıkınca katılıp, kitap ve bu çalışma hakkında birkaç söz ettim, bu anlamlı çalışmaya katkı olsun diye.  Gerçekten müthiş bir etkinlikti.
Erkan Manavoğlu’nun “AĞABEYİM KARA MEHMET” adlı kitabına gelince...
Kitabın kapağında “Kara Mehmet” diye anımsanan Mehmet Manavoğlu’nun yakışıklı bir resmi vardır.  Bu kitap, Erkan Manavoğlu’nun “Sekiz Mevsim Erenköy” isimli kitabından sonraki ikinci kitabıdır.  Neden “Sekiz Mevsim Erenköy?”   Çünkü kendisi 21 Aralık 1963 olaylarından sonra bir grup üniversiteli öğrenci grubu ile Erenköy’e çıkıp orada ölümüne çarpışan kahraman mücahitlerdendir.
Evet kitap...
Erkan Manavoğlu’nun tarzı hayli ilginç ve dolu doludur.  Özellikle ağabeyi Mehmet Manavoğlu’nu anlatırken, sırf pekiştirme ve onurlu duruşunu tanımlama adına bazı ilginç latince veya bazı ünlü yazarların anlamlı sözlerini  de aralara yerleştirmiştir.  Kitabın ilk sayfalarında şöyle bir ifade vardır:
“TMT’de adsız gönüllüler ve adsız kahramanlar vardır.  Bu manada, başarıların, yapılanların bir tarihçesi yoktur.  Adsız kendileri ve yaptıkları sadece yakınları tarafından bilinir.  Çünkü hakiki TMT mensubu kendi kendini methetmez.”
Kıbrıs’ta basılan bu kaynak kitap, tamı tamına 284 sayfadır.  İbrahim Erkan Manavoğlu kitapla ilgili düşüncelerini kitabın arka kapağında şu ifadelerle belirtmiştir:
Yarı biyografi, yarı roman tarzındaki bu kitap; Kıbrıs Türk İzciliğinin onuru, uluslararası bir izcinin, şehrin efsane futbol takımının şampiyon kaptanının; Komple sporcu “Kara Boğa’nın”; köy öğretmeni Şefik Sınığ’ın cisimlenmişi; “Çocuk delisi, yıldız delisi” bir eğitimcinin; İstek, vatan aşkı, inanç, teslimiyet, özveri, sadakat ve dayanıklılık hamuruyla yoğrulmuş; özgürlüğe koşan adsız simurgların ön saflarında bir dirençişçinin; profesyonellere taş çıkartan amatör bir folkörcünün; amatör bir tiyatrocunun; sivil toplum kuruluşlarının önde gelen bir misyonerinin;  Kendini toplumuna adamış yol açıcı bir aydının: Bir halk adamının hikayesini analtır.
Ben de diyorum ki, Eline ve yüreğine sağlık değerli dost İbrahim Erkan Manavoğlu, böylesine erdemli bir çıkışla böyle şahane bir kitabı Kıbrıs Türk halkına armağan ettiğin ve kazandırdığın için.  Başarılarının daim olmasını dilerim.
Lütfen bütün Kıbrıs Türkü bu kitabı okusun ve okutsun, diyorum.