Corona salgını sürecinde, “insanın görmediği bir uzaylılar kaldı” gibi bir söylem vardı. Öyle ya, bizim kuşak uzaylıların dışında tarihte ne okuduysak hepsini gördü, daha doğrusu öyle sanıyorduk. Meğerse bizim kuşağın uzaylılar dışında da görmedikleri varmış: ABD Başkanı Trump’ın yeni versiyonu “Mesih Trump mesela!”
Daha önceki başkanlık döneminde de Trump’ın tuhaflıklarını görmüştük. ABD medyası, o günkü psikolojik durumuna göre davrandığını yazıyorlardı. Yalnız o kadar değil, onun için uluslararası hukuk, egemenlik, bağımsızlık diye bir şey yoktu: Anımsayalım, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak, Suriye’nin Golan tepelerinin İsrail tarafından ilhak edilmesini bir tek o tanımıştı.
Seçim kampanyasında Kanada’yı bir ABD eyaleti yapacağını, Grönland’ı alacağını, Panama kanalına sahip olacağını söyleyip durdu. Seçilir seçilmez de bu yönde girişimleri oldu, hâlâ daha da bu konuları kaşıyor.
***
ABD dış politikasının en temel unsurunun İsrail’in varlığı ile güvenliği olduğunu bilmeyen kalmadı, Mısır’daki sağır sultan bile bunu duydu. Adam sırf bunun için dünyayı yakmaya hazır görünüyor. Bu bakımdan “Gazze yumurtlamalarını” -ya da isterseniz “incilerini” diyelim- çok da yadırgamamak, garipsememek gerekir. Adam nasıl olsa Mesih! Öyle diyor yandaşları!
“Gazze ne ki” diyor Mesih Trump, “bir gayrı menkul sitesi.” Üstelik oraya sahip olacağını da söylüyor. “Bre amam ne diyor bu adam?” “Deli mi ne” diyeceğim ama onu da diyemiyorum çünkü o Mesih’in ta kendisi ve Mesih bu ise vay insanlığın haline!
***
Şaka bir yana, Trump’ın Gazze yumurtlamaları akıl almaz bir şey. Gerçekleşir mi gerçekleşmez mi bilemem ama biz Kıbrıs Türkleri’ni iyice düşündürmesi ve kaygılandırması gerekir. Adam yarın çıkar “ne bu Kuzey Kıbrıs” der, “benim için Gazze gibi bir gayrı menkul sitesi. İsterim de isterim. Alacağım da alacağım.”
Gerçi böyle saçmalıklara pabuç bırakacak halimiz yok ama bunun adı belayı satın almak olur.
Şuna gelmek istiyorum:
Bu hayatta, bu coğrafyada ve bu zaman diliminde çok şeyler gördük, çok şeyler yaşadık ama galiba en berrak biçimde görüp yaşadığımız şeylerden biri uluslararası hukuk denen ne idüğü belirsiz şey ya da saçmalık, hatta “saçmasapan”lık! Bu, bizim için önemli, çünkü doğrudan var olmamız ya da yok olmamızla ilgili! 1960 ortak Kıbrıs Cumhuriyeti uluslararası hukukun bir ürünüydü. (Ne ürün ama?) Bundan sonra olacaklar da uluslararası hukukla olabilecek.
Trump’ın, özellikle Gazze için söyledikleri inanın tüylerimi diken diken ediyor ve eğer uluslararası hukuku inanıp güvenirsek başımıza gelebilecekler beni korkutuyor.
Peki çare ne sorusunu duyar gibiyim. Eğer son uzlaşma noktasına ulaşırsak, sonucun uluslararası hukuk yönünde, tokmak kesinlikle ama kesinlikle başkasında olmamalı! Öyle ütopyalaşan federasyonla mederasyonla olmaz bu iş!
Gazze Ne Ki, Bir Gayrımenkul Sitesi (Böyle Buyurdu “Mesih” Tramp)
İsmail BOZKURT
Yorumlar