Kısa bir süre önce, Lefke Avrupa Üniversitesi’nden Sayın Nazım Muradov aracılığıyla bana bir kitap ulaştırıldı: “TÜRK DÜNYASININ ALİ ŞAMİL HOCASI!” 
Azerbaycan Türkü Ali Şamil, çok iyi tanıdığım biri: Gerçek bir dost ve bir “gardaş!” Nitekim kitapta benim de bu başlıkla yazım var. : “GERÇEK BİR DOST / BİR ‘GARDAŞ’ ALİ ŞAMİL!” 
Ali Şamil’in Kıbrıs bağlamında özel yeri olup bir “ilk”in sahibidir. 2001 yılında ilk kez bir eski SSCB ülkesinde (Azerbaycan’da) Kıbrıs’ı anlatan bir kitap yayımladı:  “Quzey Kıbrıs!” Bu kitap, Türk Dünyası’nda yayımlanan ilk Kuzey Kıbrıs kitabı olmasının yanında,   Azerbaycan ve Türk Dünyası’nda “Quzey Kıbrıs”  adının kullanılmasında ve yaygınlaşmasında da etkili oldu. 
 “TÜRK DÜNYASININ ALİ ŞAMİL HOCASI” kitabında yer alan GERÇEK BİR DOST / BİR “GARDAŞ” ALİ ŞAMİL” başlıklı yazımı paylaşıyorum:
“GERÇEK BİR DOST / BİR ‘GARDAŞ’ ALİ ŞAMİL
“Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan bağımsızlıklarını kazandılar. Türkiye Cumhuriyeti, SSCB’nin dağılmasını çok iyi ve çok hızlı biçimde değerlendirerek, bağımsızlığını kazanan bu Türk devletlerini derhal ve ilk tanıyan ülke oldu. Böylece Atatürk’ün “SSCB’nin bir gün yıkılacağı ve o gün geldiğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kardeşlerine elini uzatmaya hazır olması gerektiği yönündeki” sözleri yaşam alanı bulmuş oluyordu. Bu sözü gerçekten Atatürk söylememiş olsa bile ve bu sözler ona yakıştırılmış da olsa bir gerçeği anlattığı kanıtlanmış oldu.  
Bir anlamda, yaşananlar sürecin doğal, siyasal ve tarihsel sonucuydu. Ayrıca basiretli bir “devlet aklı”nı da işaret eder. Dönemin T.C. Başbakanı Süleyman Demirel’in, bağımsızlığı tanınan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan’dan biner öğrencinin Türkiye üniversitelerinde burslu olarak okumalarını sağlamasını da aynı devlet aklının sonucu olarak değerlendirmek gerekir.  

***
Bu sürecin bir yönü, yıllarca iletişim kuramamış yakın akrabaların bir anda birbirlerine kavuşunca yaşadıkları tatlı heyecandı. Biz Kıbrıs Türkleri için tatlı heyecan yanında burukluk da vardı çünkü Demirperde gerisindeki kardeşlerimiz, bizim varlığımızdan neredeyse habersizdi. SSCB sistemi Kıbrıs’taki Türk varlığını onlardan iyice saklamayı başarmıştı. 
Süreç içinde Kıbrıs’a geliş gidişler başladı. Özellikle bilimsel toplantılar bu gidiş gelişlere olanak sağlıyordu. Bu arada, özellikle Azerbaycan’dan gazeteciler, tv ekipleri de Kıbrıs’a gelip gitmeye, dönünce yayınlar yapmaya başladılar. 
2001 yılında ilk kez bir eski SSCB ülkesinde Kıbrıs’ı anlatan bir kitap çıktı. “Quzey Kıbrıs” adlı bu kitabın yazarı Azerbaycanlı Ali Şamil’di ve kitap Azerbaycan’da yayımlanmıştı. Bu kitap, Türk Dünyası’nda yayımlanan ilk Kuzey Kıbrıs kitabı olmasının yanında,   Azerbaycan ve Türk Dünyası’nda “Quzey Kıbrıs”  adının kullanılmasında ve yaygınlaşmasında da etkili oldu.  
“Quzey Kıbrıs,” Azerbaycan Milli Ensiklopediyası (Ansiklopedisi) yayını olup 168 sayfadır. 
Ali Şamil’in ilk kez Kıbrıs’a gelmesini de ben sağladığım için,  onun “Quzey Kıbrıs” kitabımda bir nebze de olsa payım olduğu düşünüyorum ve bundan mutlu olduğumu belirtmek isterim.  
***
Ali Şamil, benim ilk tanıdığım Azerbaycanlılardan biridir ve dostluğumuz / “gardaşlığımız”   günümüze kadar devam etti. Ailece de tanışıyoruz. Onunla Kıbrıs, Azerbaycan, Türkiye ve başka coğrafyalarda, çok kez birlikte olduk.  
Ali Şamil bir folklor uzmanı ve “ansiklopedist”tir.  Müthiş bir birikimi olan ayaklı kütüphane / ansiklopedi örneği bir bilge insandır. Her Azerbaycanlı gibi ülkesini çok sever. Türklük şuuru çok güçlüdür, Türk Dünyası’nı çok iyi bilir ve bu dünyanın sevdalısıdır.  Türk Dünyası ile ilgili saptamaları gerçekçi olup çözümlemeleri inandırıcıdır. Türkiye’ye hayranlığı vardır. Kıbrıs’ı çok sever.
Azerbaycan’a her gittiğimde, başka insanlarla da tanışıp bir araya gelmemi ve onlarla dostluk kurmamızı sağlamaya çalışır. Azerbaycan’nda sayılarını bir anda veremeyeceğim kadar çok olan dostumun / gardaşımın önemli bir kısmını Ali Şamil aracılığıyla tanıdım. 
***
Ali Şamil’in çok sevip takdir ettiğim bir yönünden daha söz edeceğim: Türk Dünyası’nı ilgilendiren, özellikle sempozyum ve benzeri bilimsel etkinliklerle ilgili duyuruları, daha geniş kitlelere iletmeyi kendine görev kabul etmiştir.  
Çağımız iletişim çağıdır ama yine de Türk Dünyası içinde ciddi bir iletişimsizlik sıkıntısı vardır.  Ali Şamil, kendisine ulaşan Türk Dünyası ile ilgili sempozyum ve benzeri bilimsel etkinliklerle ilgili duyuruları,  gönüllü olarak pek çok kişiyi kapsayan geniş iletişim ağını kullanarak iletişimsizliğin boşluğunu olabildiğince doldurur. Ben de, bizimle ilgili duyuruları muhakkak surette Ali Şamil’e gönderirim. O da bu duyuruları kendi iletişim ağına dağıtır. 
***
Ali Şamil bu yılın başlarında, “artık yaşlandığımızı ve bir kez daha görüşmemizi çok istediğini” bildirdi. Ben de onunla görüşmeyi çok istediğimi yazdım. Çok geçmeden geçen Haziran (2022) ayında,  “3. Uluslararası Âşık Seyranî Ve Türk Kültürü Kongresi” vesilesiyle Develi’de (Kayseri) birlikte olarak uzun uzun sohbet etme olanağı bulduk. 
Ali Şamil dostum / gardaşım için hazırlanan Armağan Kitap’a katkı yapmak benim için onur dur. O, öyle bir kitabı çoktan hak etti. 
Daha yapabileceği çok şey olduğuna inanıyorum. Ona daha nice güzel, sağlıklı ve verimli yıllar diliyorum.
“Ali Şamil Gardaşım”la yeniden birlikte olmayı dilerim.”