Engelli babası olarak, 25 – 28 Nisan 2018 tarihlerinde Kocaeli’de gerçekleşen ENGELSİZ KAMP, geçmişte katıldığım benzer etkinliklere göre çok etkileyici, başarılı ve dolu dolu idi. Bu bakımdan sıcağı sıcağına bu konuyu okuyucularımla paylaşmak istiyorum.  
Kıbrıs Türk Halkı’nın Siyaset Kurumu Üzerine Deneme kitabımda “sivil toplum” konusunu da irdelemiş, tartışmalı ve farklı anlatımları olan sivil toplum kavramının çağdaş demokrasinin önemli unsurlarından sayılan çoğulculuk, hoşgörü, katılımcılık ve örgütlenme özgürlüğü ile bire bir ilişkili olduğunu ve bu kavramların sivil toplumun doğasını oluşturduğunu belirtmiştim. 
Ayrıca sivil toplumun, kesin sınırları belirsiz olan kamusal alan dışında olduğunu ve gönüllülük esasına dayandığını; sivil toplumun, doğası gereği demokrasinin “anlamlaştırılmasında;” yurttaşlık bilinci, insan hakları, çevre ve demokratik değerlerin oluşarak yerleşmesinde önemli işlevi olabileceğini düşündüğümü de vurgulamıştım. Kocaeli’deki Engelsiz Kamp, benim için, sivil toplumun ne olduğunun ve neler yapabileceğinin somut göstergelerden biri oldu. 

NELER YAPABİLİYOR GENÇLİK
Küreselleşmenin dünyada tek tip insan yaratmada epeyce bir yol aldığı ortadadır. Bunu kanıtlayan göstergeler de var:
•Aynı giyim - kuşam, aynı araba, aynı yiyecek, sözün kısası aynı tüketim alışkanlıkları,
•Aynı davranış, değer, yargı, sözün kısası aynı bakış açısı ve düşünme biçimi,
•Aynı müzik, eğlence,
•Aynı cinsel yaklaşımlar,
•Bilgisayar ve internetin dayanılmaz çekiciliği,
•Aynı konuşma tarzı ve “dil benzeşmesi,”
•Her şeyi maddiyatla değerlendirme, yani maddiyatçılık,
•“Tüket de tüket” mantığı, tüketim çılgınlığı,
•Tek pazar
Bu göstergelerin, en çok gençlikte görüldüğü; çağımız gençliğinin genellikle sorumsuz olduğu; bu yöndeki görüşlerin yaygın ve baskın bulunduğu da bir gerçektir.  Engelsiz Kamp’ı düzenleyen kuruluşların içinde, Genç Fikirler Derneği, en görünür olup işi götüren kuruluştu. Derneğin, tümü üniversite öğrencisi olan yaklaşık 60 kızlı erkekli  üyesi var. Dört yıl önce platform olarak kuruldu. İki yıl önce de dernek oldu. Ben bu üniversiteli gençlere hayran kaldım. Arı gibi, karınca gibi çalıştılar. Sessiz ve derinden! Tek bir kez bile seslerin yükseldiğini, tartışma, atışma ya da gerginlik yaşandığına tanık olmadım. Ne de bir işi kimin yaşandığı konusunda uzlaşmazlık çıktığını! 

7 EĞİTİM, 5 KÜLTÜREL- SOSYAL ETKİNLİK, BİR SÖYLEŞİ, BİR ÇALIŞTAY VE “ZİRVE”
Kamp programında, 3 gece 4 güne yedi eğitim etkinliği, beş kültürel – sosyal etkinlik, bir söyleşi, bir çalıştay ve “zirve” olarak nitelenen uzun soluklu bir özel etkinlik vardı. Fikir vermesi bakımından etkinliklerin dağılımını da veriyorum:
-Motivasyon Eğitimi
-Erkekler “Engelli Bireylerde Özel Yaşam Eğitimi”
-Kadınlar “Engelli Bireylerde Özel Yaşam Eğitimi”
-Engelli Bireylerin İş Hakları
-Engelli Bireylerin İşe Alım Süreçleri
-Engelli Bireylerin Bilmesi Gereken Tüm Yasal Hakları
-Özel Anne ve Baba Olmak
-Güzel Sanatlar Çalışması
-İki Koro Çalışması ve Koro Gösterisi
-Boccia (Bir engelli sporu) Etkinliği 
-Canlı Müzik
-Kocaeli’ni Tanıyalım (Kültürel Gezi ve İl Tanıtımı)  
-Yazlık Ilıcası Termal Tesisleri
-Tiyatro Gösterisi
-Söyleşi 
-Çalıştay (Çalıştay Tanıtımı, Sorun Analizi, Çözüm Üretme, Sonuç ve Raporlama bölümleri halinde)
-Zirve Etkinliği (4 oturum halinde)
Bazı etkinlikler açıklama gerektiriyor. Onları yapayım:
Erkekler ve kadınlara yönelik  “Engelli Bireylerde Özel Yaşam Eğitimi,” cinsellik eğitimiydi. 
Çok sesli koro, kampa katılanlardan oluştu ve Kıbrıs heyetinden giden Aslı Alkan’ın eğitmenliğinde yapılan sadece iki prova ile yarım saatlik program uygulandı.
Zirve, alanlarında zirveye çıktığı kabul edilen 4 engelli kişi/grub’un yaşamları ile başarılarını paylaşmasını içeren 4 oturumlu bir etkinlikti. Bir dede (75 yaşında Halit Aydoğan) ile torun (16 yaşında Melike Sarıtaş) topladıkları şişe kapaklarıyla sağladıkları 101 tekerlekli sandalyeyi ihtiyaçlı engellilere nasıl dağıttıklarını anlattılar.
Engelli milli atlet Kemal Özdemir, çalışma ve başarılarını görsel olarak paylaştı.
Pendik Belediyesi tekerlekli sandalye basketbol takımından bir grup çalışmalarını anlattılar.
Depremde iki ayağını da yitiren Ufuk Koçak, dağcılık dahil yaptığı çalışmaları ve engelli olarak dalıştaki dünya rekortmenliğinin öyküsünü anlattı.
Söyleşiyi ben, oğlum Orkun Bozkurt ve engelli İzmirli şair yaptık.
  Kocaeli’ni Tanıyalım (Kültürel Gezi ve İl Tanıtımı) programı içinde Kâğıt Müzesi ile Kocaeli Bilim Merkezi de vardı. Bu ikisini bu yazıda anlatabilmem olanaksız!  Ama ikisinin de muhteşem olduğunu belirtmiş olayım.

DÜZENLEYİCİLER VE SPONSORLAR
Yukarıda da belirttiğim gibi Engelsiz Kamp’ı düzenleyen kuruluşların içinde, Genç Fikirler Derneği, en görünür olup işi götüren kuruluştu. Tabii ki Kıbrıs ayağından ve etkinliğin mimarlarından olan Sevinç Tozduman’ı da unutmamak gerekir.
Düzenleyici kuruluş olarak Türkiye kanadından Genç Fikirler Derneği ile Kocaeli Spastik Çocuklar Derneği; KKTC kanadında Academy of EYWA ile Haksen var.  Eksik bırakırım diye çok sayıda sponsorun adını yazmıyorum.
Çok sayıda kızlı erkekli genç üniversitelilerin adlarını tek tek yazmak isterdim ama eksik bırakırım diye tümünü temsilen başı çekenlerden Buğra Kaşıkçı ile Musab Selim Çelenk’i yazmakla yetiniyorum.

SON OLARAK
Kocaeli Engelsiz Kampı, yaşamım boyunca unutamayacağım bir etkinlik yumağı oldu. Katkısı olan herkesi kutlarım. Kızlı erkekli olarak sevgili üniversiteli gençleri daha bir kutlarım. Tek tek tümünü sevgi ile kucaklarım.
Vedalaşma, kampın yarattığı ivme, dostluk ve kardeşlik fırtınasının; bir olmanın, birlikte olmanın; birlikte imece ile bir şeyler yapıldığında doğan ortamın çarpıcı göstergesi oldu. Duygusallık tavan yaptı. 
Benim için en önemli sonuç, etkinliğin kendisinin ötesinde pırıl pırıl üniversite gençlerini tanımak, onarla birlikte olmak oldu. Atatürk, bu konuda gençliğe güvendiğini söylerken gerçekten de haklıymış.