Kıbrıs Rum medyasının köklü gazetelerinden Politis’in, 14-16 Ekim döneminde Güney Kıbrıs genelinde yaptırdığı ve büyük çoğunluğu üniversite mezunu olan 18 yaş ve üzeri 3 bin 818 kişinin katıldığı ankette, “Kıbrıs sorununun sonuçta nereye varacağına inandıkları” sorulmuş. 
Yanıtlar çok çarpıcı: Yüzde 43 oranında “fiili durum korunur,” yüzde 28 oranında “iki devletli çözüm,” yüze 13 oranında “iki bölgeli iki toplumlu federasyon,” yüzde 6 oranında “konfederasyon,” yüzde 2 oranında “çifte Enosis” demiş. Yüzde 8 oranında da yanıt vermek istemeyenler varmış.
 Yani “fiilî durum korunur”  ve “iki devletli çözüm” diyenlerin oranı yüzde 71 gibi yüksek bir oranken, “iki bölgeli iki toplumlu federasyon diyenler yalnız % 13 oranında, “konfederasyon”  diyenler % 6 oranında kalmış. 
***
Aslında Rumlar arasındaki bu durum yeni değil. Zaman zaman bu yönde haberler çıkıyor. Uzun zamandır, 1968’den beri süregelen Kıbrıs görüşmelerinden artık sonuç çıkmayacağı ve iki halkın kendi yollarına gideceği yönünde çok değişik ortamlarda değerlendirmeler yapıldığını da bilmiyen (ya da düşünen) yok sanırım. 
Anketlerde de Rum halkının bu yöndeki eğiliminin giderek yükseldiği de biliniyordu ama son çıkan %71 oranı “çarpıcı” değil mi? 
Bu arada, Güney’in  yüksek tirajlı ve parti bağlantısı bulunmayan diğer bir gazetesi Filelefteros, ta 2010 yılında Dr. Taki Georgiou’nun “iki devletliliği” savunan bir kitabını bedava  dağıtmıştı. 11 Ekim 2010 tarihinde Cyprus Mail gazetesinde, Charles Charalambous imzasıyla çıkan tanıtım yazısında, kitabın içeriğine yönelik çarpıcı ifadeler var: Yazara/kitaba göre iki kesimli federasyon  “felâket/disastrous” demek! İki devletli çözüm “sindirilebilir” değilse de en azından “felaket değil!” 
Yazar, maksimum toprak kazancı karşılığında Türk Devleti’ni tanımanın, Helenizm’in Kıbrıs’taki ulusal ve biyolojik varlığının (hayatta kalmasının) ön koşulu olduğunu da açıkça belirtir. 
***
Ankette, katılımcılara “New York’ta gerçekleşen yemek formundaki gayrı resmî görüşmenin Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik özlü müzakere yolu açacağına inanıyor musunuz?” sorusu da yönetilmiş. Katılımcıların bu soruya yanıtı, yüze 83 oranında “hayır,” yüze 12 oranında “evet” olurken, yüzde 5 oranında da “bilmiyorum/yanıt vermek istemiyorum!”   
“Bir savaşın Kıbrıs’ı özgürleşmeye götüreceğine inanıyor musunuz” sorusuna katılımcıların verdiği yanıt da ilginç: Yüzde 88 “hayır,” yüzde 8 “evet,” yüzde 4’ü yanıtsız! 
Rum lider Hristodulidis’in genel olarak görevini yerine getirme şeklini değerlendirmeleri istendiğinde katılımcıların yüzde 43’ü “hiç tatmin edici değil”, yüzde 25’i “tatmin edici değil”, yüzde 18’i “orta”, yüzde 7’si “tatmin edici”, yüzde 7’si “mükemmel” demiş. Hristodulidis’in “ülkeyi etkin yönetim kabiliyetine” sahip olduğuna inanmayanlar yüzde 73, inananlar yüzde 18, yanıtsız yüzde 4! Hristodulidis’in iyi/muteber danışmanları olmadığına inananlar yüzde 84 iken, inananlar yüzde 11, yanıtsız yüzde 5!  
Yani açıkçası Rum lider fena halde çuvallamış ve sınavı geçmemiş.
    Dikkat edilirse değişik sorulara verilen yanıtların oranları birbirine çok yakın: Aynı sonucu doğuran “fiili durum” ile “iki devletli çözüm” diyenlerin oranı % 71; 
“New York’ta gerçekleşen yemek formundaki gayrı resmî görüşmenin Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik özlü müzakere yolu açacağına inanıyor musunuz?” sorusuna hayır diyenlerin oranı % 83!
 Rum lider Hristodulidis’in yaptıklarından tatmin olmayanalar (yani ona güven duymayanlar) % 67, “ülkeyi etkin yönetim kabiliyetine” sahip olduğuna inanmayanlar yüzde 73, iyi/muteber danışmanları olduğuna inanmayanlar yüzde 84. 
***
Benim bakımımdan işin özü, anketin Kıbrıs Rumları’nın  %71’inin Kıbrıs sorununun “fiili durum” konunarak ya da “iki devletli çözüm”e ulaşılarak sonuçlanacağı noktasına gelmiş olduklarını göstermesidir. Çok açıktır ki bizimle nikâh masasına oturmak istemiyorlar, İsteseler şaşardım zaten! Ben de bir Kıbrıslı Rum olsam, sahiplendiğim devlete Türkleri kesinlikle eşit ortak almam.  
Sözün kısası federasyon hayaliyle yaşamak bana göre “boşuna çaba!” Olmayacak duaya amin demek gibi bir şey! Kıbrıs’ta federasyon kurulmasını “hayale” dönüştüren, hatta “ütopyalaştıran” yalnız Kıbrıs’ın kendi ortam, koşul ve dengeleri değil, uluslararası ortam, koşul ve dengeler de her geçen gün giderek Kıbrıs’ta bir federasyon kurulmasını olanaksızlaştırıyor. 
“Su yolunu bulur” der bir atasözümüz! Gidişat da öyle!