Çocuksun
milyonlar yaşında
zamanlar yoktu
karanlıktı
yoktu gün gece yoktu ay yoktu yıldızlar
ses yoktu toz da rüzgar öncesiydi ve su
Vardın
rahmisin suların
ve yumurtası
derininden çekip kendini tuz bastın hüznüne
deniz dediler bin yıllar sonra ağladığına güldüğüne
sesini senden aldı şiir ve söz doğdu
yüzün akıp gitti suya su
kök oldun hurma ve nar ve kaysı mersin acı
ve sevinç öfke huzur ve hüzün indi gözlerinden toprağıma
önce sen vardın
öncesiz vardın
vardın
akıp
kendinden
dağları aşan nehirlerdin
nar kokan alıç mersin
defne saçlarından aldı barışı
ve tüttü buhurun acısuya
açtın gözlerini
sabahsın ilk sabahı kâinatın sonsuz şafak vakti
Şavkıyan sarıdan mordan turuncudan aldan daldan elmadan
kanat çırpan kuşlar alnından
inince dünyaya
şenlik kıyamet
Vardın
ışığı çekip derinden
acıyordu ruhun sıyrılıp bedeninden
nakşediyordu
tohumu toprağa
yağmuru buluta
yeşili ağaca
çiçeğe rengi kokuyu
kanadı kuşa
uçmayı şakımayı şarkı şarkı
ve sabrı taşa geceyi güne
günü geceye
dişizini elmaya yeleyi ata
Ve onuru vicdanı bir de
hüznü şefkati merhameti ille de aşkı
acıyı bala bir de öfkeyi
damıtıp öfkesini
süzmeye sesleri
söze dökmeye
Bal döker gibi
şiir dökmeyi insana