Ulusal Birlik Partisi’nin geçen Cumartesi ve Pazar günü yapılan kurultayında üç aday çarpıştı.  Yapılan anketler hep Dr. Faiz Sucuoğlu’nu işaret ediyor ve “Kesinlikle bu iş birinci turdan biter” diyordu.  Nitekim öyle oldu.

            Çıkan sonuç halkı ve anketleri yanıltmadı.  Faiz, almış olduğu 5675 oyla, Taçoy’u ikiye katladı ve birinci turdan bu işi bitirdi.  Zaten hakkıydı.

            Bana göre sürpriz olan rakam, Zorlu Töre’nin almış olduğu oylardır.

            Ben şahsen Töre’yi ikinci veya ikinci sıraya en yakın aday olarak gördüm.  Ama parti tabanı veya delegeler, ona beklediği oyu vermedi.

            Esasında bunu sorgulamak lazım...

            Zorlu Töre, milliyetçi ve katıksız Atatürkçü’dür.  Vatanını ve milletini çok seven bir insandır. Konuşmaları da etkileyici ve düzgündü.  Onun aşırı milliyetçiliği ve bayrak sevgisi, sanırım ters tepti.  Çünkü halk, aşırı fanatizmi sevmiyor.  Veya bazılarının yorumladığı gibi, “Bu işler vatan millet Sakarya” ile de yürümüyor.  Ama yine de ben çok üzüldüm o kadar düşük oy almasından.

            Hasan Taçoy’un bu ipi göğüsleyemeyeceğini söylüyordu anketler de.  Hatta bazı partililer onun için, “İrsen Küçük’ün çırağı” dediler. Niçin dediler?

            Çünkü taban, geçmişte İrsen Küçük’ün çevirdiği dolapları ve parti içi entrikaları çok iyi biliyordu.  Hasan da alışmıştı bu tür parti içi dolaplara.  Hiçbir etki altında kalmayan ve çeşitli dolaplara alet olmayan delegeler, ona beklediği oyu vermedi ve Faiz’i birinci turdan UBP Genel Başkanı yaptı.  UBP Genel başkanı demek, kurulacak geçici bir hükemette başbakan demek.

            Şimdi önümüze bakma zamanıdır...

            Bence UBP, bu kurultaydaki rüzgarı devam ettirirse, tek başına iktidar olma şansını da elde eder.

            Kurultayda delegelerin ve UBP’lilerin göstermiş olduğu performans ve heyecan kasırgası, o sinyali veriyor.

            “Önümüzdeki seçimlerde Ulusal Birlik Partisi tek başına iktidar olabilir” mesajı...

            Herşey açık ve ortadadır...

            Kıbrıs Türkü’nün siyasal tarihinde en büyük parti olmanın şerefini taşıyor UBP.  Bunu sadece UBP’liler söylemiyor.  Zaman zaman muhalefet UBP’yi eleştirse de, aralarda “Doğrudur, UBP Kıbrıs Türkü’nün siyasal tarihinde en büyük ve en güçlü partisidir” derler.

            Güneş balçıkla sıvanmaz.  Yani hakikatler ört bas edilemez. 

            Şayet Ulusal Birlik Partisi’nin kurulduğu günden imza attığı başarılara şöyle bakacak olursak, “güneşin balçıkla sıvanmadığını” görürüz.

            Örnekleme mi istiyorsunuz?

            KKTC’nin kuruluşu, UBP’nin en güçlü olduğu bir zamanda kuruldu.  1974 Mutlu Barış Harekatı’ndan sonra çok partili sisteme geçince, UBP 1976’de doruk başarısını elde etmiş ve mecliste en çok milletvekiline sahip parti konumuna gelmişti.

            Mecliste çoğunluğu elde etmek ve tek başına iktidar olmak demek, idari ve yasal zeminde güçlü olmak demektir.  O güçle, halka hizmet götürmek, bir hedef olur.

            Onlara da bakalım...

            Mesela ilk anda aklıma yüzbinlerce göçmenimizin ev yer sahibi olması, toprak ve iş yeri sahibi olması geldi...  Şehit çocuklarına arsalar dağıttı.  Sosyal Konut Projesi de UBP zamanında hayat buldu ve yıllarca ev hasreti çeken orta sınıfa umut oldu.

            Kıbrıs’taki üniversite kurulması dönemi de UBP’nin katılımcı zihniyeti ile gerçekleşti.  Yani ülkede üniversite turizmi bu parti sayesinde hayat buldu.

            “Turizm” dedim de aklıma ülke turizmi geldi.

            İlk turizm hareketi de UBP zamanında başlatıldı ve gelişti.  1974 öncesinde kaç tane otelimiz vardı?  Galiba otel diyebileceğimiz bir Saray Otel, diğeri de rahmetli Cahit Yılmazoğlu’nun Larnaka’daki oteliydi.  Yani o güne kadar hiç Turizm Bakanlığımız olmamıştı.

            Harekat sonrasında ele geçen Rum otelleri değerlendirildi ve korundu.  Kıbrıs Türk Turizm İşletmeleri de UBP zamanında pek çok işler yaptı ve KTTİ, maalesef DP-CTP döneminde CTP tasarrufunda bir işletme olarak iflas etti.  Ama gerek KKTC’deki, gerekse dış yatırımcılar, beş yıldızlı oteller yapmaya başladılar.

            Turizm Endürstisi Teşvik Yasası de Nazif Borman’ın bakan olduğu dönemde meclisten geçti ve turimcilerle seyahat acentelerine moral ve mali katkı sağladı. 

            Turizm Bakanlığı’nda “Turizm Planlama Dairesi, ile Turizm Tanıtma Dairesi” kuruldu.  Turizm Fuarlarına gidilerek tur operatörleri ile yapılan görüşmeler ve planlı pazarlamalar, Rumların ambargolarına rağmen çok başarılı oldu.

            Sanayi Bölgelerini unutmayalım...

            Doğu-batı, kuzey-güney karayolları da UBP zamanında gelişti.  Modern kentleşme de bu partinin döneminde biçimlendi.

            Bu icraatlarda hatalar olmadı mı?  Oldu ama her zaman eleştirel söylemler doğru yolun bulunmasını sağladı.

            Ünivesite hastaneleri de alternatif sağlık kurumları haline geldi.

            Ve daha yüzlerce başarılar...

            İşte bu anlamda UBP’nin başarılı geçmişi ve bu son kurultaydaki sahlanış, bize “tek başına iktidar” mesajlarını veriyor.

            Her ne ise...  Her seçimde olduğu gibi bu kurultay öncesinde yaşananlara sünger çekerek geleceğe yelken açmak lazım.

            Ben şahsen Dr.Faiz Sucuoğlu’nun başbakanlığında yeni bir siyaset sayfası açılmış oluyor.  Onunla birlikte Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini arayıp kutlaması, mutlu bir uyum ve ahengin sinyallerini veriyor.

            Şuna inanılmalıdır ki, gelecek, Ulusal Birlik Partisi’nin güçlü ve dinamik yapısı ile halkın mutluluğu olacak.   Özetle UBP şahlandı arkadaş...

            Dr. Faiz Sucuoğlu’nun vermiş olduğu en önemli mesaj, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu tez ve savalara güçlü bir destek ve arka çıktığına dairdi. Yani bütünlüklü bir Kıbrıs politikası...

            Evet...  Bundan sonra bize “Hayırlısı olsun” demek kalır.