Oldum olası her zaman yaşlılara acımış ve yüreğimde çok derin acılar duymuşumdur.  Özellikle mali durumu oldukça iyi insanlar kendilerine bakıcı tutup, hayatlarını idame ettirmeye çalışırlarken, hiç de beklemedikleri durumlarla karçılaşabiliyorlar.

            Son cinayet bize bunu gösterdi.  Vahşice öldürülen Veysi Akdeniz gerçekten karıncaya zararı olmayan dürüst ve sessiz bir adamdı.  Cinayetle ilgili ilk haber çıktığında, “Bu isim bana yabancı gelmiyor” demiştim.  Sonra gazetede Veysi Akdniz’in resmini görünce onu tanımıştım.  Gerçekten bu şekilde ölümü çok acı oldu.

            Katil herşeyi itiraf etmiş ama neye yarar?  Giden can geri gelir mi?

            Son yıllarda Türkmenistan’dan gelen bazı göçmenler, bu işleri kendilerine meslek edindiler.  Kim bir yakını için bakıcı arasa, mutlaka bir Türkmen aile bulabiliyor.

            Bütün Türkmenler aynı mı?  Tümü da katil kanara mı?

            Haşa...  Türkmenlerin içinde ne kadar dürüst ve sadık insanlar var, zaman içinde hepimiz de gördük ve tanık olduk.

            Demek, yatalak veya yarı yatalak insanların oynadığı bir kumardır iyi bakıcı bulmak.

            Yaşlı bir insanla içiçe yaşayan bakıcılar, hemen hemen bakmakla mükellef oldukları kişi veya kişilerin bütün özellerini öğreniyorlar.  Kültürel farklılıklar olsa da, “eli mahkum” misali yatalak veya yarı yatalak, belki hiç yatalak olmamış ama son vaktini rahat geçirmek isteyen insanlar evlerine bu tür bakıcıları alabiliyorlar.  O da, uzun yılların yorgunluğundan gelen bir ihtiyaçtan olsa gerek.

            Hani derler ya...

            “Kurunun yanında yaş da yanar biter” derler ya....  Bu sözü bütün bakıcılar için kullanmak herhalde masum olanlar için haksızlıktır.

            Ev sahibi ve yatalak veya yarı yatalak insanlar, kendilerine son vakitlerinde bakmak için tuttukları kişilere güvenmek zorundadırlar.  Onlar bakıcılarına güveniyorlar da, acaba bakıcıları onlara hizmetlerinde gerçekten samimimiler?  Veya yaşlı evinde istediği ortamı bulamayan bakıcılar, içinde bulundukları ortamdan kurtulmak için neler neler yapmazlar ki...

            Bakıma muhtaç kadın veya erkeğin bütün parası, bütün ziynet eşyeları, gizli addettiği değerleri tümden bakıcının avuçlarının altındadır.

            Bazı bakıcılar gerçekten çok şanslıdırlar.  Çünkü bazı Türkmen kadınları eş ve çocuklarını Türkmenistan’da bırakarak sırf bakıcılık için KKTC’ye gelirler.  Genellikle yalnız gelen kadınlar, bakıcısının evinde kalarak hem karın doyururlar, hem de kira vermezler.  Lakin bu bakıcılardan da nankörlük edenler oldu maalesef.

Veysi Akdeniz’in öldürülme nedeni “kıskançlık” olarak verildi.   Veysi Akdeniz’in karısı bir süre önce ölünce, Veysi Akdeniz, “Göreviine devam edebilirsin, nasıl olsa benim de sana ihtiyacım var” dediği kadınla, adeta  baba evlat gibi bir görünüm arzetse de, koca bu dostluktan ve yakınlıktan kıskanıvermiş o sadist koca.

            Katil cinayeti işlediği zaman bütün parasını pulunu da alıp kaçmış.  Lakin adaletin de pencesine düşmüş.

            Anlamak mümkün değil.  Yaşı doksana dayanan yaşlı bir insanın bakıcısı ile ilgişki kurması mümkü mü?  Hani derler ya, “Adamın ahı gitti vahı kaldı” diye.  O bağlamda iddialarının asılsız olduğunu ifade edebiliriz.

            Her ne ise...  Bundan sonra bir yaşlı, evine bir bakıcı alacaksa, mutlaka o şahıs hakkında Sosyal Yardım Dairesi’nin yapacağı araştırma ve karakter tespiti evine bir yabancıyı alması lazım. Esasında bu, sosyal bir yaradır.  Herkes için sosyal bir yaradır.

            Zaman içinde değişen demografik, sosyal, kültürel ve ekonomik dengeler,  bize bu günleri de göstermiş oldu.

            Maalesef henüz bizde modern bir huzurevi inşa edilemedi.  Belki modern bir huzurevi olsaydı ve bu insanlar o huzurevinde bir hayat sürseydi, başlarına böyle birşey gelir miydi?  Gelmezdi herhalde.