Bugüne kadar yaşadığımız siyasi konjünktürde, kaç kişi bir partinin kontenjanından aday olmuşsa, hep kaybetmişlerdir. Bunun sorgulanması gerekir esasında.
Kontenjandan aday olanlar neden kaybederler?
Bir defa seçmen, o adayın diğer adaylardan ne ayrıcalığı olduğunu sorgular. Veya “Kendine güvenen aday, mutlaka bütün adaylar gibi yarışa girmelidir” derler.
Bunu ben söylemiyor ve düşünmüyorum. Sadece halkın içinde kulak misafiri olduğum ifadelerdir bunlar. Hemen hemen bütün toplu mekanlarda dillendirilen sözlerdir bunlar.
Bir kişinin kontenjan adayı olabilmesi için, çok özel bir durumu olmalıdır. Ya çok başarılı ve özellikle toplum tarafından saygı ve sempati duyulan birisi olmalı, ya da toplumun “İşte böyle adamları meclise göndermeliyiz” ifadeleri ile tanımlanan onurlu ve saygın kişiler olmalı. Yani bir diğer deyişle şaibeli kişiler değil kontenjan, normal aday dahi olmamalıdır.
Bunda yanlış birşey yok. Ne de kontenjandan aday olan kişi veya kişilere karşı bir tavrım var. Önemli olan toplumun kontenjan adaylarına nasıl baktığı ve nasıl yorumladığıdır.
Bir kişi nasıl kontenjan adayı olabiliyor?
Bunun sorgulamasını yaptık mı?
Şayet sorgulamasını yaparsak, aday olduğu partinin Genel Başkanı ile ya çok yakın ilişki ve muhabbetleri vardır, ya da onun maiyetinde uzun zaman çalışan bir bürokattır.
Mesela uzun zaman bazı partilerde ilçe başkanlığı yapmış kişiler vardır ve onların bazıları kontenjan adayı olmuşlardır. Ama neden?
Partilerin aday sıralamasında yarışan adaylar şunu sorgulamışlardır gözlemlerimizle.
“Kendisine güvenen adam er meydanına gelir ve bizimle yarışır. Oh gel keyfim gel. Sen kendi arkanı parti genel başkanına dayayarak kontenjan locasına oturacaksın, elini kolunu bağlayacak ve bizim delegelerle cebeleşmemizi izleyeceksin. Bu mu insanlık veya bu mu cesurluk? Bu mu adalet ve eşitlik?”
Evet adayların yorumladıkları sözlerdir bunlar.
Ama söyledikleri hepten doğru sözlerdir bana göre.
Dünya kadar para vererek aday olan insanlar, bir ideal için köyleri kentleri ve adadaki bütün kahvehane ve kulüpleri dolaşacaklar, kontenjan adayları da “oh gel keyfim gel” diyerek evlerinde istirahatlarını yapacaklar. Bence partiler bu konuda yanlış yapıyorlar kontenjandan aday göstermekle.
Adına “demokrasi ve eşitlik” dedikleri bir ilkeler manzumesi vardır. O ilkeler uygulandığı zaman, kamu vicdanında adayların adaylıkları kabul görür.
Gerçekten bugüne kadar kaç kişi kontenjandan aday olmuşsa, seçilmeme riskleri de o kadar fazla olmuştur.
Hani bir düşünce oluşur şu seçim zamanlarında demokrasi ve eşitlik anlamında, insanın kafasında.
Şayet bir partinin genel başkanı birilerini işaret etmezse, o seçim mutlaka demokrasinin kollarına teslim olur ve netice de o oranda adaletli şekilde sonuçlanır. Ama bizde geçmiş zamanlarda hep genel başkanların müdahaleleri, demokrasiyi katletmiş ve yozlaştırmıştır.
Geçmişte o kadar vasıflı ve donanımlı insanlar bir ideal için aday olup seçime ramak kala, maalesef genel başkanın veya başkanlarının parmak atması ile o hayalleri suya düşmüştür.
Fakat şunu da unutmayalım...
Gerçmişte bunları çok gördük ve belgeledik. Kontenjan adayı olan kişi veya kişiler, mutlaka kendi partilerini terketmişler ve bir süre sonra da genel başkana veryansın etmişlerdir. Tabii şöyle veya böyle... Genel Başkan birisine kol kanat germişse ve o şahıs seçilip meclise girmişse ve de bir süre sonra kendi partisini terketmiş ve başka parti kurarak siyasi geleceğini hazırlayan genel başkana vefasızlık etmişse, bu da siyasetin bir başka çirkin yüzünü göstermesi demektir.
Yani genel başkan veya başkanlar, kol kanat gerdikleri kişi veya kişiler tarafından ihanete uğrayabileceklerinin de hesabını yapmaları gerekir.
Hani bazı adayların kendi partilerine ihanet edip başka partilerle işbirliğine girmesi sonrasında yeniden eski partisine dönerek yeniden aday olması var ya... Seçmen bu türdeki adayları affedecek mi sandık başında? Bence affetmeyecektir diye düşünüyorum. Hele şimdi “çarşaf liste” dediğimiz olay var ya...
Bekleyin göreceksiniz ne sürprizlerle karşılaşacağınızı.
Yani özetle kontenjanlar hep itici ve tepki alıcı olmuşlar ve olmaya da devam etmektedirler.
Daha ne diyelim ki... İşte kendilerini “ayrıcalıklı ve kolayı seçen özel kişi” imajı ile, resmen seçmeni enayi yerine koymuş demektir bu adaylar vesselam...
Yani kontenjan adayları canım...
Kontenjanlar Her Zaman Kaybetti
Osman Güvenir
Yorumlar