Yücel Hatay, eşi ile birlikte imzaladığı son kitabı Bellek’le -sağ olsun- evime kadar geldi. Bellek (1984-2023) tür olarak anı-anlatı ve onun 22’nci kitabı! İlk kitabı Haziran 2003 tarihli. Yani 21 yılda toplum belleğine 22 kitap kazandırmış Yücel Hatay!
Çok iyi bir başarı-performans! Kutlarım.
22 kitabın 6’sı anı-anlatı türünde ve Bellek (1984-2023) Yücel Hatay’ın altıncı anı-anlatı kitabı oluyor. Kitabın arka kapağında Yücel Hatay’ın yazarlığı ve kitapları ile ilgili olarak benim kaleme aldığım yazı şöyle:
“Yücel Hatay’ın kitapları araştırma niteliği taşır. Anlatılarını genellikle gazete yayınlarına dayandırmayı yeğler ama aralara kendi yaşanmışlıklarını da katarak, yazdıklarına anı niteliği de kazandırır. Ayrıca yer yer başka kişilerin anılarını da aktarır.
Tüm anlatılarda zaman açıkça verilir. Mekânlar, bilinen gerçek mekânlardır. Yücel Hatay özenli bir dil kullanır.
Yücel Hatay’ın tüm kitapları toplumsal belleği besleyen çalışmalar ve kaynak kitap niteliğindedir.”
Bir anı-anlatı kitabı olan Bellek (1984-2023) de, bir yönüyle araştırma kitabıdır da çünkü Hatay, kendi bire bir anı-anlatıları yanında dönemin sosyopolitik, sosyoekonomik ve sosyokültürel olaylarını da dile getirmeye çalışmaktadır.

***

Bellek (1984-2023)’in Önsöz’ünü yazan, değerli dostum Doç. Dr. Elnur Ağayev, Yücel Hatay’ın araştırmacılık yönünü güzel anlatır:
“Gazetecilik mesleğinden geldiğinden önemli bir gazete arşivine ve hafızasına sahip olan Hatay, bundan dolayıdır ki anılarında sadece anı-anlatımlarıyla yetinmemektedir.
Anılarını dönem gazeteleriyle, dönemle ilgili anılarla desteklemektedir. Kaynakları tek taraflı olarak da kullanmamakta, herkese söz hakkı tanımaktadır. Ve tabii ki yine gazetecilikten gelen bir alışkanlıkla yorumu okuyucuya bırakmaktadır.
Kitapta yer alan 86 anı-anlatıyı okuduğumuzda KKTC’nin bir nevi 1984-2023 yıllarındaki tarihini seyre dalıyorsunuz. Siyaset, kültür, spor, ekonomi, tarih, edebiyat alanında yaşanan olaylar Hatay’ın anıları eşliğinde size sunulmuş oluyor.
Toplumun belleğinde izler bırakmış ve kendisinin de canlı izleyicileri olmuş siyaset, kültür, sanat ve spor adamlarına verilen değeri vurguladığını görüyorsunuz.”

***

Anı-anlatı yazarları çoğu kez ve -ne yazık ki- bire bir gerçekleri anlatmaz, daha çok “güzelleme” yaparlar ya da hep “kendilerine yontarlar.” Elnur Ağayev, Hatay’ın “toplumda ve siyasette gördüğü yanlışlara tepkisini göstermekte ve yanlışları yazıya dökmekte geri durmamakta” olduğunu, “siyasi iktidarların ‘belli beklentilerle’ Kıbrıs Tarihi ders kitaplarında yer alan konularda yaptıkları tahriflerle” barışık olmadığını ve bunu kayda geçirdiğini de belirtmektedir. Yücel Hatay’ın hep “kendine yontmadığını” da ben söyleyeyim.

***

Yücel Hatay’ın ana ekseni, Kıbrıs Türk Sporu’dur. Kıbrıs Türk Sporu, Yücel Hatay’a minnettar olmalıdır çünkü onun sayesinde sporumuz, birçok konudan/alandan çok daha fazla kitaplaşmış olmaktadır. Hem de kaynaklarıyla!
Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği, bu durumun ayırımında görülüyor çünkü üyelerinden herhangi birinin yazdığı her kitaptan, yaklaşık 180 olan üye sayısı kadar kitap (her üyesi için bir kitap) alıyor. Yani kitap yazan her Dernek üyesi, yaklaşık 180 kitabının hemen pazarlanacağını bilir.
Ne kadar iyi düşünülmüş bir uygulama? Harika! Kıbrıs koşullarında bundan daha güzel, destekleyici, özendirici, ödüllendirici ve anlamlı bir uygulama olamaz. Anayasamız Devlet’e, sanatı ve sanatçıyı destekleme, özendirme, ödüllendirme görevi verir. Spor Yazarları Derneği, üyeleri için bu görevi gönüllü olarak yüklenmiş.
Keşke bu uygulamayı tüm kurumlar ve yerel yönetimler de yapsa! Eminim ki  kitap patlaması olur.
Yücel Hatay kadar, böylesi güzel bir uygulaması olan Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği’ni de bütün içtenliğimle ve yürekten kutlarım.