Dünya ve insanlık, teknoloji bağımlısı olsa da, küreselleşme ahtapotları her yanını sarıp yaşamını biçimlendirse de sanat, insan yaşamından hiç eksilmeyecek. Hatta teknoloji, küreselleşme ya da çağdaş yaşamın yalnızlaştırdığı insan için, sığınılacak bir kale, estetik kaygılarını da karşılayan bir sosyalleşme/boşalma aracı ve gereksinimi olarak hep var olacaktır sanat!
Ayrıca teknoloji ve küreselleşmenin algı yaratma gücü karşısında, toplumsal belleğin yitirilmemesi ya da saptırılmamasının en güçlü direnç aracı olmayı sürdürecektir/ sürdürmektedir sanat!
Bir sanat olarak şiir de öyledir. Ülkemizde bazı çevrelerin, şiiri tekellerinde sanıp ısrarlı biçimde kendi dışlarında şiir/şair olmadığı saplantıları ve engellemeleri ile siyaset kurumunun “summak dayı”lığına karşın, çöl ortamında değil, sulak bir vadide olduğumuzun kanıtı yeni yeni ve güçlü yüzler ve sesler çıkmaktadır şiir dünyamıza!
Bizim siyaset kurumumuz, genelde sanat ve şiir karşısında hem acizdir, hem de ayırımında değildir çoğu kez ama şiir kutsayan ülkeler, o ülkelerin siyaset kurumu da vardır: Makedonya gibi.
STRUGA ŞİİR AKŞAMLARI
Her yıl, Makedonya’nın Struga kentinde gerçekleştirilen “Struga Şiir Akşamları,” UNESCO bağlantılıdır ve Makedonya örneğinde bile orta boy bir kasaba nitelikli Struga, dünyanın “Şiir Başkenti” olarak bilinir.
Makedonya’nın siyaset kurumu, bunun ayırımında olup Devlet önemli bir bütçe ayırmaktadır Struga Şiir Akşamları’na!
Struga Şiir Akşamları’nın bir genel sekreter yönetiminde profesyonel bir kadrosu ve çalışma yeri vardır.
Struga’da “Şiir Korusu/Ormanı,” Drim nehri kıyısında görkemli bir “Şiir Evi” vardır.
“Struga Şiir Akşamları,” yalnız sanat ve şiirin değil, siyasetin, medyanın ve halkın birinci gündem maddesidir.
Televizyon kanalları naklen verir şiirin etkinliğini!
Ülkenin Cumhurbaşkanı, başbakanı ve tüm siyasetçileri orada olurlar.
Ve tabii ki ülke içinden ve dışından büyük bir insan akımı olmaktadır o günlerde Struga’ya! Bir sanat olarak şiir, ülke ekonomisi ile turizmine de ciddi katkı sağlamaktadır.
“Struga Şiir Akşamları,” Makedonya için dünyada olumlu algı dalgaları da yaratmaktadır.
VE BİZDE DE BİR ŞİİR ŞÖLENİ
Makedonya, adı yüzünden Yunanistan’ın kadrine uğramış bir ülkedir. Belki bunun da etkisiyle bu ülke ile yakın ilişki potansiyelimiz vardır. Hatta bu potansiyel, bir ara KKTC’de organize edilecek kardeş bir şiir şölenine omuz verme noktasına kadar gelmiş ama maalesef bu fırsat kullanılamamıştır. Uzun bir öyküdür. Burada anlatmam olanaksız. Başka bir vesile ile bu süreci anlatırım belki! Anılarımda da geniş biçimde yer alacak zaten!
Tüm olumsuzluklara karşın, 19 yıldır, başkanı olduğum KIBATEK Vakfı (Kıbrıs - Balkanlar - Avrasya Türk Edebiyatları Vakfı) ile İskele Belediyesi işbirliğinde Struga örneği mütevazi bir şiir şöleni düzenlenmektedir ülkemizde!
XIX’uncu İskele – KIBATEK Uluslararası Şiir Buluşması, bu yıl sekizincisi yapılan “İskele Kültür Sanat Günleri” kapsamında 30 – 31 Mart 2017 tarihlerinde, KKTC, Türkiye, Polonya, Azerbaycan ve Özbekistan’dan şairlerin katılımıyla gerçekleştirildi. Buluşma, Bekirpaşa Lisesi öğrencilerinin, (aynı zamanda KIBATEK’in şiir şöleni koordinatörü olan) öğretmenleri Dervişe Güneyyeli Kutlu’nun yönetiminde sergilediği performansla zenginleşen şiir dinletisiyle son buldu.
Bizim etkinliğimizden önce Struga örneğini niye verdim, biliyor musunuz? İskele - KIBATEK Uluslararası Şiir Şöleni, mütevazi halinden çıkarılarak Struga örneği gibi, dünyada ses veren bir duruma getirilebilir diye düşündüğümden! İskele Belediyesi’nin ayırabildiği mütevazi bir bütçeyle gerçekleşen “İskele – KIBATEK Uluslararası Şiir Şöleni,” bal gibi dünyada ses veren bir niteliğe kavuşturulabilir.
Bu sayfada sık sık gündeme getirdiğim konulardan biridir toplum belleği ya da toplumsal bellek! Haklımızda ciddi bir bellek zaafiyeti ya da belleksizleşme söz konusu olduğunu vurgularım sık sık!
Hiç kuşkusuz toplumların/halkların/ulusların belleğini besleyen unsurların başında gelir genelde sanat, özelde edebiyat, daha da özelde şiir! Dünyada ses verebilecek uluslararası nitelikli bir şiir şöleninin, toplumumuz belleği için ciddi katkılar yapacağına inananlardanım. Bu yönüyle de bakıyorum şiir şölenine!
BİR ADSIZ KAHRAMANIN ARDINDAN ŞİİR
Sözü şiirden açmışken, bir adsız kahraman şiirine de değinmek istiyorum.
Erdoğan Naim’le, demokratikleşme ve partileşme sürecinde, aynı çatı altında ortak çalışmalarımız olmuştu. İlkeli, dobracı, birikimli, donanımlıydı. “Boş teneke” olmayan bir karakter ve düşünsel yapısı vardı.
Burhan Nalbantoğlu’nun TMT’nin üç kurucusundan biri olduğunu artık Mısır’daki Sağır Sultan bile biliyor ama sağlığında bunu bilen pek az kişi vardı. Ben en yakın arkadaşlarından biriydim ama bunu bilmiyordum. Ve toplum (elbette ki ben de) bu gerçeği ölümünden sonra öğrenebildik. Hiç kuşkusuz bunu öğrenmemiz, toplumsal belleğimizin ciddi bir boşluğunu tamamlamıştı.
Diyeceğim şu ki Erdoğan Naim’in de toplumsal belleğimizin önemli bir halkası olan BRT’nin kurucularından olduğunu da, onunla birlikteliğimizin çok sonrasında öğrenecektim.
Ne yazık ki kısa bir süre önce Erdoğan Naim’i kaybettik. Doğrusu, ölüm haberini aldığımda ilk anda onun bir “isimsiz kahraman” olduğu aklıma gelmemişti. Sayın Hüseyin Cengiz Arca’nın 28 Mart 2017 günü sosyal medyada paylaştığı bir şiir kafama dank etti.
“Bana öyle geliyor ki bir kısım insanımız onun ismini belki şimdi duyuyordur” diyor Sayın Arca onun için! “Bayrak Radyosu’nun isimsiz kahramanlarından...,” “teknik bölümün temel direklerinden...” nitelemeleri de yapar.
Sayın Hüseyin Cengiz Arca’nın affına sığınarak, o şiiri paylaşıyorum:
BİR ADSIZ KAHRAMANIN ARDINDAN...
"Sen orda elin tetikte iken
Koca Mücahit,
Bizim burda, TEKNİK'de
Antenden mikrofona
Orta Dalgadan Kısa Dalgaya..
Askerin tellisi, telsizi
Alıcısı, vericisi
Yayın bozanı düzeni
Her şeyi
Her şeyi ile
Haşır neşir oldu
Bazı adamlar
Yıllarca
Beyinleri ve nasırlı elleri ile
Toprak üstünde
Toprak altında
Ve de bir binanın zirve katında
Nem kusan toprakta
Ya da kavuran sıcakta
Bıkmadan, usanmadan
Canları avuçta uğraştılar,
Boğuştular.
Özhan'lar, Muammer'ler
ERDOĞAN'lar
Ve daha onlar gibi
Nice ADSIZ KAHRAMANLAR"
Bu şiiri, hem dostum Erdoğan Naim’in anısına paylaşmak istedim, hem de şiirin gücüne, toplumsal belleğe yaptığı katkıya kanıt olarak gördüğümden!
Ruhu şad olsun! Işık içinde yatsın!